"ÇIĞLIK"

890 131 10
                                    

"Lucas mı?"

"Evet Lucas. Neden şaşırdın?"

"Ben onu tanımadığım halde rüyamda gördüm. Şimdi ismini senden duyunca tuhaf oldum."

"Emin ol. Onu tanımak istemezsin. Ama eğer olurda bir şekilde onunla karşılarsan ondan uzak dur. Çünkü o çok tehlikeli birisi. Neyse Lucas'ı boş verelim. Şimdi önemli olan seni buradan çıkarmamız. Chris'in durumu iyi değil. O bizim için çok önemli. Sende onun için önemlisin. Bu yüzden seni buradan kurtarmam ve Chris'e ulaştırmam gerekiyor. Ne pahasına olursa olsun!"

"Ama sen yaralısın. Üstelik ben de kendimi iyi hissetmiyorum. Büyük ihtimalle yakalanırız."

"O zaman ben iyileşene kadar bekleyelim. Sende kendini biraz toparlamaya bak. Bana güven. Her şey düzelecek."

Böyle dedikten sonra gülümsedi. Bacağındaki yaraya aldırmıyordu. İyi birisine benziyordu. Sanırım ona güvenebilirdim.

Oturduğumuz yerden kalkıp mağaranın iç taraflarına doğru gittik. Biraz dinlendik.

"Sen iyi misin? Solgun görünüyorsun."

Uzun süredir Jeniffer dışında kimse bu soruyu sormuyordu. Kendimi garip hissettim. Sonra iyi olup olmadığımı düşünmeye başladım. Aslında iyi değildim. Hem de hiç...

"Son bir kaç güne göre iyiyim. Sadece biraz üşü..."

Sözümün devamı getirdi.

"Üşüyorsun. Hatta o kadar üşüyorsun ki titriyorsun. Doğru mu?"

Sudan çıktığımdan beri üşüyordum. Titremekten neredeyse dişlerim birbirine değiyordu.

"Evet ben çok üşüyorum."

"Ateş yakarsak burada olduğumuzu anlarlar. Ne yapabiliriz? Aklına bir şey geliyor mu?"

Ellerimle kollarımı ısıtmaya çalışıyordum. Ama çabam işe yaramıyordu.

Gerçekten çok üşüyordum. Sağ elimi başıma götürdüm. Titreyen parmaklarımı ıslak saçlarımın arasında gezdirdim.

Sırılsıklamdım. Bir hırıltı duydum. Yere eğdiğim başımı kaldırdım.

Bu gri bir kurttu. Daniel dönüşmüştü.

Kafasıyla kolumu kaldırarak yanıma yattı. Gerçekten çok sıcaktı. Yumuşacık tüyleri uykumu getirmişti. Zaman geçtikçe yavaş yavaş ısınıyordum. Ona daha sıkı sarıldım. Uzun süre böyle bekledik.

Üşümem geçtiğinde ondan ayrıldım.

"Teşekkür ederim." Hafif bir
tebessümle ona olan minnettarlığımı sunduktan sonra yanımdan kalktı.

Biraz sonra yanıma geldi. İnsan formundaydı.

"Büyücülerin seninle derdi ne Emma? Senden ne istiyorlar?"

"Tam olarak bende bilmiyorum. Sanırım Alexandra'nın benimle kişisel bir problemi var."

"Bence bu kaçırılmanın ardında daha büyük bir amaç yatıyor. Sonuçta savaş yaklaşıyor ve herkes safkanı kendi tarafına çekmek ister."

BİLİNMEYEN İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin