Jeniffer'ın yalan söylemesi ihtimaline sıkıca sarılan küçük kalbim eğer anlattıkları gerçekse asla birini seçemeyeceğimi bünyeme kabullendirmeye çalışıyordu. Hem bu nasıl doğru olabilirdi? Ethan mühürün ölümsüzlere özgü olduğunu söylememiş miydi? Ama bir taraftan da mühür bilekliğinden Chris'de de görmüş olmam beni şüpheye düşüyordu.
Jeniffer bana yaklaşarak yavaşça hasta yatağına oturdu. Doğrulmak istiyordum ama bunu yapmaya gücüm yetmiyordu. Sanki bir tılsımın etkisindeydim. En azından konuşabiliyordum.
"Yalan söylediğini biliyorum. Şimdi yanımdan git. Beni yalnız bırak."
Yatağa yayılmış saçlarımın bir kısmını serçe parmağına doladı ve oynamaya başladı.
"Neden bu kadar asabisin Emma. Yalan söylemiyorum. Ben tamamen dürüst davranıyorum."
Elini ittirerek kendimi zorladım. Güçlükle de olsa doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım.
"Jeniffer seni kibarca kovaladım. Anlamıyorsan tekrar edebilirim.
Beni yalnız bırak.""Tamam şimdi gidiyorum. Bana inanmıyorsan Chris'e sorabilirsin."
Arkasını dönüp ağır adımlarla revirden çıktı.
Aklım bütün karmaşasının içinde tutunabileceği mantıklı bir düşünce arıyordu. Yaşadıklarımın gerçekçi sayılabilecek hiçbir tarafı yoktu.
O kadar yorgun hissediyordum ki oturmak bile zor geliyordu. Tekrar yatağa uzandım.
Bu esnada yan yatağın da dolu olduğunu fark ettim. Yanımdaki kız da tıpkı benim gibi yorgun görünüyordu. Siyah kısa saçları vardı. Bedeni çok zayıf ve cılızdı. Kim olduğunu biliyordum ama daha önce onunla hiç konuşmamıştım. Yavaşça gözlerini araladı ve konuşmaya başladı.
"Sende mi buradasın?"
"Evet, Lexi biraz rahatsızlandım."
"Adımı bilmen şaşırtıcı okula geldiğin günden beri hiç konuşmadık. Hatta tanışmadık bile. Biraz geç kaldık ama galiba bunu şimdi yapabiliriz."
"Elbette. Ben Emma Soul."
"Ben de Lexi Clark."
Lexi kendini tanıttıktan sonra kahkaha atmaya başladı.
"Neden gülüyorsun?"
"Bir yıldır sınıf arkadaşıyız ve seni yeni tanıyorum. Kendime gülüyordum. Ama hasta olduğum için okula nadiren gelebiliyorum. Bu benim suçum değil."
"Önemi yok. Tanıştığımıza memnun oldum. Özel değilse sorabilir miyim? Ne rahatsızlığın var?"
"Benim hastalığım psikolojik. Bir nevi kontrol sorunu yaşıyorum."
"Umarım, en kısa zamanda iyileşirsin."
Lexi çok neşeliydi. Onu sınıfta her gördüğümde ya gülüyor ya da tebessüm ediyordu.
"Sen neden buradasın Emma?"
"Bilmiyorum. Başım ağrıyordu. Sanırım bayıldım. Sonrasını hatırlamıyorum."
"Desene bugün buradayız. Konuşmak için bolca vaktimiz var."
"Evet, yalnız kalsaydım sıkıntıdan patlardım. Sana minnettarım."
Lexi örtünün üzerine koyduğu ellerinden destek alarak yataktan kalktı. Teni çok soluk ve göz altları kızarmıştı. Gerçekten hasta gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampireİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...