Kanımın sıcaklığı yüzüme yayılırken bana doğru gelen kar maskeli kişinin kim olduğunu düşünüyordum.
Bu ses tanıdığım bir sesti ama kafama çarpan demir yüzünden beynim allak bullak olmuştu.
Biri benimle alay ediyor olmalıydı.
Vampir gibi davranarak beni korkutmaya çalışıyordu.
Ama kimse şaka için suç işlemezdi.
Bu çok saçmaydı.Konuşup neler olduğunu sormaya çalıştım ama gözlerimi açmakta bile zorluk çekiyordum.
Gözlerim yavaşça kapanırken bir an önce Ethan'ın gelip beni kurtarmasını diledim.
Gözlerimi karanlığa açtım.
Yüzüme okşayan rüzgar kanımı pıhtılaştırmıştı. Baykuş sesleri kulağımda yankılanıyordu.Hareket etmeye çalışınca bağlı olduğumu fark ettim. Korkuyu her hücremde hissediyordum. Ama elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Saçlarımın arasında gezen buz gibi eller gözlerimi bağlayan bezi sakince çözdü. Ellerin sahibi yavaş adımlarla karşıma geçti.
Karşımdaki kişinin vücut hatları bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum.
Yüzü kafama vuran kişi gibi kapalıydı.
Simsiyah giymişti.Üzerinde kırmızı bir pelerin ellerinde de kadife beyaz eldivenler vardı. Kalın bir kitaba dikkatlice bakıyordu.Kafamı yukarı doğru kadırdığımda parlayan dolunayı ve karanlık gökyüzünü gördüm. Etrafıma göz gezdirdim. Her yer ağaçlarla kaplıydı.
Ayaklarımın altında son baharın verdiği hüzünle hışırdayan yapraklar vardı.Neden beni buraya getirmişlerdi? Bana ne yapacaklardı? Hiçbir fikrim yoktu.
Tekrar karşımdaki adama döndüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim. Çünkü daha yeni sadece bir kişi olan yerde şimdi iki yüz kadar siyah pelerinli yüzü görünmeyen insan vardı.
"Jeniffer iyi iş çıkardın. Ethan bu işi beceremeyecekti."
Bu James Pry'ın sesiydi. Neden bahsediyordu? Ethan'ın bu olanlarla ne alakası vardı?
Şimdi James söyleyince anladım da bana vuran Jeniffer'dı. Kahveyi başımdan dökmeden önce de kafama vurmadan önce de aynı şeyleri söylemişti.
Jeniffer maskesini yüzünden sıyırıp kenara attı. Saçlarını pelerinin içinden çıkararak savurdu ve konuşmaya başladı.
"Baştan beri Ethan'ın yanlış kişi olduğunu biliyordum. O aptal safkanı bize getireceğine kendini ona mühürledi. İnanamıyorum."
James maskesini ve beyaz eldivenlerini çıkarıp arkasındaki siyah pelerinli adamlardan birine verdi.
Safkan mı? Neyden bahsediyorlardı?
Artık ne kadar korkunç olursa olsun gerçeği öğrenmek istiyordum.
Sarı saçlarından tanıdığım Ariana bir adım öne çıkarak James'e döndü ve konuşmaya başladı.
"Kardeşim Ethan olmasaydı onu asla bulamayacaktınız. Safkanı ancak bir gurmenin bulabileceğini benden daha iyi biliyorsunuz."
"Haklısın Ariana. Ama kendini ona mühürlemesi sence mantıklı mı?" dedi James.
"Hayır, ama mühür bizim isteğimizle olmaz."
"Umarım Ethan planımızı bozacak aptalca bir şey yapmaz Ariana. Kuralları biliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampirİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...