Arkamı döndüğümde hiç
beklemediğim bir manzarayla karşılaştım.Tahminimce onlu yaşlarının sonlarında bir genç kanlar içinde hareketsizce yatıyordu. Belimin üzerinden indirdiği elini karnına bastırmış fısıltıyla bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Yatağımın büyük çoğunluğu kanıyla kaplanmıştı. Elini yavaşça tuttum ve kaldırdım. Avuçları adeta buz gibiydi. Kan kaybettiği için vücudu soğumuş olmalıydı.
Siyah tişörtünü göğsüne doğru sıyırdım. Yarası oldukça büyüktü. Yaklaşık otuz santim uzunluğundaydı. Nefes alıp verdikçe kanaması artıyordu.
Bu arada gözlerim karın kaslarına takılmıştı.
"Tanrım, ne yapıyorum ben?"
"Emma, özür dilerim. Kendime hakim olamadım. Beni affet."
"Adımı nereden biliyorsun? Kimsin sen? Burada ne işin var?"
"Lütfen beni affet. Her şey için çok üzgünüm."
"Anlamıyorum. Ne demek istiyorsun?"
Bilinci kapalı olmalıydı. Sayıklıyordu ama beni duymuyordu. Durumu oldukça kötüydü. Hemen ambulansı aramalıydım. Ailesine de haber vermeliydim.
Adını sormak için yüzüne doğru eğildim. Gözleri kapalıydı. Yüzü terden sırılsıklam olmuştu. Kendine gelmesi için hafifçe yüzüne üç dört kez vurdum.
"Heyy! Beni duyuyor musun?"
Uyanacağı yoktu. Tam doğrulup yataktan ineceğim sırada beni bileğimden tutup kendine doğru çekti. Göğsüne düştüm. Yavaşça kafamı kaldırdım.
O an da gözlerinin maviliğinde kaybolduğumu hissettim. İlk defa birine bu kadar yakındım. Kalbim öylesine hızlı atıyordu ki ne yapacağımı bilemiyordum. Uzun kirpiklerini açıp kapattığı küçücük aralıkta sanki nefes almayı unutmuştum.
Hiç beklemden kendimi ittirip ayağa kalkmaya çalıştım. Ama kaslı kollarıyla omuzlarımı tutuyor ve kalkmama izin vermiyordu.
Tiz çıkan sesimle konuşmaya çalışıyordum.
"Beni bırakır mısın?"
"Hayır, seni bırakamam."
"Ambulansı aramalıyım."
"Hastaneye gidemem. Polisi bu işe karıştıramam."
"Peki, yaran ne olacak?"
"Sen dikmelisin?"
"Ne ben mi? Asla yapamam."
"Lütfen Emma. Seni henüz bulmuşken ölmek istemiyorum."
Sesi çok tok ve ciddi çıkmıştı. Son sözleri bunlar oldu. Sadece küçük bir süre görmeme izin verdiği güzel gözlerini tekrar kapadı.
Seni yeni bulmuşken demişti. Ama ne demek istiyordu? Beni mi arıyordu?
Tanımadığım biri için ne anlam ifade edebilirdim ki? Bunları düşünerek vakit kaybedersem sorularıma cevap verebilecek tek kişi birazdan ölecekti.
Yataktan kalktım. Lambayı yaktım ve banyodan ilk yardım çantasını getirdim. Ortaokulda ilk yardım eğitimi almıştım ama bununla başa çıkabileceğime emin değildim. Sonuçta hiç bu kadar büyük bir yarayı tedavi etmemiştim. En fazla annemin yemek yaparken geçirdiği küçük kazalar sonucu oluşan sıyrıklara ilk yardım yapmıştım.
Odama geldiğimde adını bile bilmediğim yaralı gencin uyandığını ve kıvrandığını gördüm. Yatağa oturdum ve onu da kaldırıp sırtına yastık yerleştirdim. Yarayı dikerken başka bir şeyler düşünmesini sağlamalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampirosİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...