"TÖREN"

925 137 10
                                    

Kısa süren sessizliğin ardından konuşmaya devam ettim.

"Aslında senin böyle bir insan olduğunu bilmiyordum."

"Bende nasıl bir insan olduğumu bilmiyorum Emma? Çoklu kişilik bozukluğum olduğu için karakterimi ben bile çözemedim. Ailem ve sorunlarım yüzünden çok farklı bir psikolojik durumun içindeyim. Melez olduğumdan duygularımı ifade edemiyorum. Arafta kalmış gibi hissediyorum. Buraya gelip seni görene kadar sana olan nefretim devam ediyordu. Seni ilk gördüğümde ne yapacağımı bilemedim. Seni tanıyamadım bile. Saçların kesilmişti. O kadar zayıflamışsın ki bu kişinin sen olduğuna inanamadım.  Üstelik ürkek tavırların ve Alexandra'nın yaptıkları bana kendimi, çaresiz hallerimi, çocukluğumdaki endişe dolu günlerimi hatırlattı. İçimde sana karşı bir merhamet ve acıma duygusu oluştu. Seni küçük kardeşim yerine koymaya ve korumaya karar verdim."

Jeniffer'a yaklaşıp ona sarıldım. O da bana karşılık verdi. Sonra şakacı bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.

"Ayrıca unutma Emma. Sana yalnızca ben eziyet edebilirim."

İkimizde gülüşmüştük. Ondan ayrılıp sırtımı zindanın duvarına yasladım. Biraz sonra aklıma gelenleri sözcüklere döktüm.

"Sana sormam gereken bir şey var Jeniffer."

"Dinliyorum."

"James ve sen beni ormana götürdüğünüz günü hatırlıyor musun?"

"Evet hatırlıyorum."

"Bana ne yapmayı planlıyordunuz? Hala sana tam olarak güvenemiyorum. Yine bir işler mi çeviriyorsunuz?"

"Hayır Emma. O zaman farklı düşünüyordum. Şimdi sana biraz önce de anlattığım gibi fikirlerim değişti."

"Beni ne için kaçırmıştınız?"

"Nereden aklına geldi şimdi bu?"

"Biraz önce bayıldığımda doktorun yanından gelirken beni sürükleyen adamlardan birinin James olduğunu öğrendim ve seni de buraya getiren sebebi bilmediğim için yine bir işler karıştırdığınızı düşündüm."

Yüzü birden değişivermişti. Çok şaşırmış gibi görünüyordu.

"James mi? Lanet olsun! Aptal hala saçma fikirlerinden vazgeçmemiş. Demek bu yüzden sık sık ortalıklardan kayboluyormuş."

"Ne demek istiyorsun? Ne fikri?"

"Seni kaçırmamızın arkasında büyük bir plan yatıyordu. Ama James'i bu planın artık işe yaramayacağına inandıramıyoruz."

"Hiçbir şey anlamıyorum Jeniffer." dedim.

Gerçekten aklım karışmıştı. Her şey çok karmaşık geliyordu. Doğruyu ayırt edemiyordum.

"En baştan anlatmaya başlayım o zaman."

Jeniffer'ın dediklerini başımla onayladım. Dinlemeye başladım.

"Biz vampirlerin atası Drakula'dır. Belki bilmiyorsundur ama Drakula Ethan'ın babası."

İnanamıyordum. Drakula'nın Ethan'ın babası olacağı aklımın ucundan dahi geçmezdi. Ben şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken Jeniffer konuşmasına devam etti.

"Fakat Drakula  yıllar önce öldü. Ölmesinin sebebi mührüydü. Aşık olduğu kadın yani Ethan'ın annesi Ethan doğduktan sonra başka bir adamla birlikte Transilvanya'yı terk etti. Drakula yıllarca onu aradı ama bulamadı ve mühür yüzünden git gide kötüleşiyordu. Sonunda hareket edemeyecek hale geldi. Drakula'nın küçük kardeşi James, bir çözüm yolu aradı. Çünkü Drakula'nın ölmesini istemiyordu. Ama her şey bitmişti. Artık çözüm için çok geçti. Drakula hayata gözlerini yummuştu. Doğduğunda annesi bir kere görüp sonra kaybeden Ethan on sekiz yaşına geldiğinde babasını da sonsuzluğa uğurlamıştı."

BİLİNMEYEN İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin