"PİYANO"

1.4K 163 18
                                    

"Bu kadın kim?"

Sesim uzun holde yankılandı. Ethan irkilmiş gibi arkasına döndü. Sanki yanıtını bilmediği bir soruyla karşılaşmıştı. Adeta dili tutulmuştu.

Yanıma geldi. Önce resme sonra bana baktı. Gözleri doluvermişti.

"Boş ver Emma. Önemli biri değil."

Sesi titriyordu. Ağlamamak için direniyordu. Hızla koridoru
adımlayarak dışarıya çıktı. Mia merdivenlere yöneldi. Ben de koşup Ethan'ın peşinden gittim. Bahçeye çıktığında ona yetiştim. Kolundan tuttum.

"Ethan dur lütfen. Neden böyle yapıyorsun? Ne oldu birden bire?"

Olduğu yerde kaldı ve hiç hareket etmedi. Arkasından dolanıp karşısına geçtim. İfadesizce yere bakıyordu. Gözlerinden süzülen yaşlar çenesine doğru iniyordu. Gözyaşları yağmur damlaları gibi ayaklarımın dibine düşüyordu. Çenesinden tutup yavaşça başını kaldırdım. Denizden daha mavi gözlerini benden kaçırıyor, üzüntüsünü gizlemeye çalışıyordu.

"Gözlerime bak Ethan." Yüzüne yansıyan acının izlerini tamamiyle yüreğinden sökmek için ne olduğunu, neden böyle üzüldüğünü öğrenmek istiyordum.

Yanaklarına yayılan gözyaşlarını sildim. Böyle yaptıktan sonra Ethan gözlerime baktı. Bir an da bana sarıldı. Daha şiddetli ağlamaya başladı.

Onun derdini, acısını anlayamıyordum. Tek bildiğim kalbinin derinliklerinde hiç iyileşmeyen bir yarasının olduğuydu ve bu her ne ise resimdeki kadın ile ilgiliydi.

Kendini iyi hissetmesi için ona daha sıkı sarıldım. Ethan'ın gözyaşlarına karışan hıçkırıkları bir hançer gibi kalbimi delip geçiyordu.

Bu yaşadığımız olay bana küçüklüğümdeki bir anımı hatırlattı.

Altı yaşındayken tek başıma uyumaktan çok korkardım. Çünkü kabuslarımı hep gerçek sanardım. Bu yüzden sürekli annemle aynı odada kalırdık. Bir gece annemi hastaneden aramışlar ve gitmek zorunda kalmış. O gece yine bir kabus gördüm. Uyandığımda annem yanımda yoktu. O kadar çok endişelendim ki ağlamaya başladım. Annem geldiğinde ağlamaktan bitap düşmüştüm. Bana sıkıca sarıldı ve kulağıma seni seviyorum dedi. İşte o zaman güvende olduğuma ikna oldum.

İşe yaramayabilir. Ama ben de böyle yaparsam belki Ethan'da sakinleşirdi.

Kulağına eğilip fısıldadım. "Seni seviyorum."

Ağlaması kesildi. Sakinleşmişti. Başını omzumdan kaldırdı. Ağlamaktan göz altları ve burnu kızarmıştı.

"Ben senden gördüğüm şefkati kimseden görmedim Emma. Annemden bile..."

"Ethan kendini bu kadar incitme. Ne olduğunu bilmiyorum ama ben seni her zaman seveceğim. Yanında olamasamda kalbim hep seninle birlikte. Şimdi bunları düşünme."

Ethan'ın yumuşacık elini tutup içeri girmek için kapıya yöneldiğim sırada biraz önce gülleri budayan bahçıvan dikkatimi çekti. Şimdi itina ile  ağaçları suluyordu. Onu böyle görünce aklıma bir fikir geldi. Ethan'ın elini bırakıp bahçeye koştum ayakkabılarımı çimenlerin üzerine çıkarttım. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.

BİLİNMEYEN İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin