Anlat, lütfen anlat... Burada işler nasıl yürüyor?
İçimde yaşayan... Biri mi var?
Kırıldım, incindim, bu dünyanın içinde.
Sense gülümsüyorsun, hiçbir şey görmeden.
Yoruldum, nefesimi tutup beklemekten.
Açığa çıkaramıyorum, artık doğruları söyleyemiyorum. Donuyorum.
Narindim, artık değilim. Deliydim, artık değilim.
Seni buldum ve sarsıldım.
Bu çarpıtılmış dünyada,
Gitgide şeffaflaştım, görünmez oldum.
Sakın beni aramaya çalışma, beni göreme.
Sadece seni korumak istiyorum.
Bu kimsenin hayal bile edemeyeceği dünyadan.
Yani, lütfen beni eski halimle hatırla.
Sonsuz yalnızlık etrafımda yayılıyor, beni sarıyor.
Masum gülümsemelerim gözlerimin önümden geçip gidiyor.
Kımıldayamıyorum, kımıldayamıyorum, kımıldayamıyorum, kımıldayamıyorum, hareket edemiyorum.
Çözümsüz bu dünyada.
Değiştim, geri dönemeyecek kadar. Değiştim.
Bu yolda birlikte gidersek, ikimizde ölürüz.
Narindim, artık değilim. Deliydim, artık değilim.
Asla göze alamam kirlenmeni. Bu çarpıtılmış dünyada,
Gitgide şeffaflaştım, görünmez oldum.
Sakın beni aramaya çalışma, beni göreme.
Birinin kurduğu bu yalnızlık tuzağını,
Gelecek çözmeden önce...
Beni hep hatırla. Eski halimle...
Unutma! Unutma! Unutma! Unutma! Unutma!
Değiştiğim gerçeğiyle çarpıldım.
Kurtarılamaz şeylerle cennetimi doldurdum.
Hep hatırla, beni.
Söyle... Söyle... İçimde yaşayan... Biri mi var?~~~~~~~~~~~
Aklımdaki düşüncelerden kurtuldum. O sırada Kyle havada insan formuna dönüşüp kollarını açtı. Tek dizini yere verdi. Bir eli toprak zeminde diğeri havadaydı. Yere iner inmez açık elini yumruk yaptı. Arkasından işareti alan büyücüler göründü. Siyah pelerinleriyle bile korku salıyorlardı. Kurtları etkisiz hale getirmek için zincirleme sihrinin sözlerini tekrar ediyorlardı. O kadar kalabalıklarda ki sesleri uğultuya dönüşüp beni bile etkiliyordu.
Kyle başını kaldırıp doğruldu. Tozlu ellerini çırptı. Chris'in üzerine yürüdü. Büyücüler de Chris'in etrafını sardı. Ortalık birazdan karışacaktı. Kurtlar hırlayarak büyücülerin üzerine geliyorlardı. Çember git gide daralıyordu. Ortam iyice gerilmişti. Bir kıvılcım bile büyük bir yangın çıkarmaya yeterdi. Nefes almaya dahi korkuyordum. Herkes susmuş ne olacağını bekliyordu. Fırtına öncesi sessizlik içimi ürpertiyordu.
Uzun süren sessizliği Kyle bozdu.
"Pis ellerini Rose'un üzerinden çek!"
Kyle'ın sesi derin sessizliğin içinden yankılanıp döndü.
Chris tok sesiyle karşılık verdi.
" O Rose değil. Emma... Ve benimle geliyor."Kyle küçümserce bakarak " Bir daha uyarmam Chris. Senden rica etmiyorum. Söylediğimi yapmak zorunda olduğunun farkındasın." dedi.
Yanımıza iyice yaklaşıp elimi tuttu. "Buraya gel Rose! Gidiyoruz artık!" dedi.
Chris Kyle'ın elini itti. "Emma'yı iki yıldır öldü sanıyordum. Her günüm her anım onu düşünmekle geçti ama bundan sonra onu asla bırakmam. Emma'yı benden ancak ölüm ayırır." dedi.
Kyle küçük bir kahkaha attıktan sonra "Ne saçmalıyorsun? Rose Lucas'ın sevgilisi. İnanmıyorsan Rose'un koluna bak!" dedi.
Chris şaşkın bir ifadeyle bana döndü. "Bu ne saçmalıyor?" dedi.
Ben daha konuşamadan kolumu sıyırdı. Parmaklarını dövmemin üzerinde gezdirdi. "Lucas" yazılı koluma sinirle bakarken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampireİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...