Sinirden gözüm dönmüştü. Gerçekten daha fazla sabredemiyordum. Yumruk yaptığım elim karşımdaki aynayı parçalara ayırırken kanım parmaklarımdan bileğime iniyordu.
Ayna parçalanınca kızın yansımasıda ortadan kayboldu. Önce elimde acı hissetmiyordum. Bir süre sonra acı ve sinirden titremeye başladım. Nefeslerim olması gerektiğinden daha hızlıydı. Aklımı kaçırmama ramak kalmıştı.
Annem aşağıdan sesleri duymuş olacak ki telaşla merdivenlerden çıktı. Onu umursamıyordum. Sesini duymuyordum. Sanki başka bir dünyadaydım. Duvara yaslandım. Ayakta durmaya gücüm kalmamıştı. Bu belirsizlik beni bitiriyordu. Duvarın dibine çöktüm. Ellerimin arasına aldığım başım dönüyordu. Şoka girmiş olmalıydım.
"Emma kendine gel. Bana bak. Gözlerime bak. Nefesini bırak. Kendini kasma."
Annem odasına koştu. Aradan saniyeler geçmeden elinde tuttuğu iğneyle döndü. İğne tenime değdiğinde tamamen hissizdim. Nefesim düzelmişti. Sakinleşmiştim.
Gözlerimi açtığımda salondaydım. Sargılı elimi ağrıdan çatlayan başıma götürdüm. Diğer elimle koltuktan destek alarak doğruldum.
Annem çaprazımdaki koltukta oturuyordu."Neden kendine zarar veriyorsun?"
Annemin sorusu kulaklarımda yankılanırken ona doğruyu söyleyemeyeceğimi biliyordum. Çünkü o da bana karşı dürüst değildi.
"Sana sinirlendim Anne. Ortada bir şeyler dönüyor ama haberi olmayan sadece benim."
"Kızım ben yalan söylemedim. Senden hiçbir şey saklamıyor..."
Havaya kaldırdığım elimle daha fazla onu dinlemek istemediğimi söyledim.
"Bu arada Chris bana Nerissa diye sesleniyor. Bir şeyler anlattı. Ama senden de duymak istiyorum."
Annem şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez bir halde bana bakıyordu. Bunu beklemiyormuş gibiydi. Bir süre sustu. Söyleyeceği kelimleri seçmeye çalışıyordu.
"Baban bu ismi severdi. Takma ad gibi düşün. Evde sana böyle sesleniyordu. Chris yakın arkadaşın olduğu için onunla çok vakit geçiriyordun. Bu yüzden o da bizim gibi sana Nerissa demeye alıştı. Hepsi bu."
"Aklımı kaçıracağım. Neden ben hiçbir şey hatırlamıyorum?"
Hepsi Ethan'ın suçuydu. Hafızamı silmiş olmasaydı her şeyi hatırlayabilirdim.
"Emma bence kampa gitmesen daha iyi olur."
"Hayır anne. Gideceğim. Herkes aynı şeyi söylüyor. Çantamı verir misin?"
Ayağa kalktım. Başım dönmeye devam ediyordu. Dengemi sağlayıp çantamı elime aldım.
"Dikkat et kızım."
Endişeli gözlerle bana bakarken suçlu hissettiğinden gitmemem için daha fazla ısrar edemeyeceğini anlamıştım.
Aklımdaki düşüncelerle birlikte ilerlemeye devam ediyordum. Kapıya vardığımda telefonum çaldı. Telefonumu çantamın ön gözünden çıkardım. Arayan Ethan'dı.
"Biz geldik. Bahçedeyiz."
"Geliyorum."
Arkama bakmadan kapıdan çıktım. Ethan karavandan inip elimdeki çantayı aldı.
"Pek iyi görünmüyorsun. Bir sorun mu var? "
Gözlerimi kapatıp başımı olumsuz anlamında salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampireİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...