Yavaşça ayağa kalktım. Ellerim titriyordu. Kurtların bizim düşmanlarımız olduğunu biliyordum. Endişem bu yüzdendi. Ama tuhaf bir şekilde bana saldırmıyorlardı.
Kalp atışlarımı duyabiliyordum. Ne yapacağımı bilemez halde yutkundum. Kahverengi kurt yavaş yavaş yanıma yaklaştı. Gözlerinde özlem vardı. Çok korkunç bir o kadar da cana yakın geliyordu.
Bana iyice yaklaştığı sırada elimi kaldırdım. Gözlerimi kapatıp "Dur!" dedim.
Tatlı bir ses tonuyla birinin Emma demesiyle gözlerimi açtım.
Yönümü döndüm. Karşımdaki kişi havuzun dibinde gördüğüm genç adamdı. İyice yanıma yaklaştı. Hareket etmek istiyordum ama yerimden bile kıpırdayamıyordum.
Elini yüzüme doğru uzattı. Parmakları incecikti. Korksamda yüzüne bakmamak için kendime engel olamıyordum. Yüzüne baktığımda ilk dikkatimi çeken gözleriydi. Kahverenginin en güzel tonundaki gözleri içtenlikle bakıyordu. Bakışlarımı yavaşça yanaklarına indirdim. Zayıflıktan elmacık kemikleri belli oluyordu. Kollarında morluklar vardı. Hasta gibi görünüyordu.
Titreyen ellerini yüzüme doğru yaklaştırdı. Parmakları incecikti. Tam yanağıma dokunacağı sırada Lucas'ın sesi duyuldu.
Lucas "Rose! Rose! Uzaklaş! Çabuk ondan uzaklaş!" dedi. Çok endişeli görünüyordu. Gözlerinde birini kaybetmenin korkusu seziliyordu.
Onun dediği gibi hemen karşımdaki çocuktan iki adım uzaklaştım. Fiziken ondan uzaklaşsamda manevi anlamda her an kendimi ona daha yakın hissediyordum.
Çekilmemle birlikte havada kalan elini yumruk yapıp sıktı ve kolunu aşağı indirdi.
Lucas hızla önüme geçti. "Chris! Bu savaş seninle benim aramda. Rose'u bulaştırma. Ona zarar gelmesine dayanamam." dedi.
Demek Alfa'nın adı Cris'ti. Bu ismi duyar duymaz kalbimde bir sıcaklık hissettim. Her şey çok tuhaftı.
Chris "Buraya seninle savaşmak için gelmedim Lucas. Bunu ikimizde iyi biliyoruz. Daha ne kadar saklanabileceğini düşünüyordun. Seni bulmayacağımı mı sandın? Emma'yı yanında tuttuğunu hiç tahmin etmiyordum doğrusu." dedi.
Beni görebilmek için Lucas'ın yan tarafından bana bakıyordu.
Lucas endişeyle "Ne saçmalıyorsun? Emma öldü." dedi.
Chris elini uzattı. "Emma lütfen gel!"
Lucas nefret dolu gözlerle onu itti.
Chris sendeledi. Diğer kurtlar hareketlendi. Hırlamaya ve üzerimize doğru gelmeye başladılar.
Çok korkuyordum. İkimizin onlara karşı şansı yoktu. Lucas'a belinden sıkıca sarıldım.
Bana döndü.
"Çok korkuyorum." dedim.
Yüzümü kendine çevirip "Sakin ol Rose! Ben yanındayım." dedi.
Chris doğruldu. Elini havaya kaldırdı. Diğer kurtlara durun dedi. Bütün kurtlar onun sözünü dinleyip oldukları yerde kaldılar.
Chris'i seyrederken bana baktığını farkedince hemen yönümü döndüm. Bize doğru geliyordu ama asıl sorun neden sürekli ona baktığımdı. Gözlerimi ondan alamıyordum. Sanki aramızda görünmeyen bir bağ vardı. Beni kendine çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampireİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...