Gözlerim dolmuştu. Etrafımı bulanık görüyordum.
Şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim. Ethan neden böyle bir şey yapmıştı anlam veremiyordum. Ne için yaparsa yapsın anılarımı elimden almaya hakkı yoktu.
Ellerimi avuçlarından çekip ayağa kalkarak ondan uzaklaştım. Yüzüme endişeyle bakıyordu. Oturduğu sandalyeyi devirmişti. Bana doğru geliyordu.
Gözleri onu dinlemem için adeta yalvarıyordu.
Ürkek sesiyle konuşmaya başladı.
"Emma yalvarırım susma. Bağır, hakaret et ama lütfen bana böyle bakma."
Öyle çaresizdi ki onu daha fazla böyle görmeye dayanamıyordum.
"Ethan, bunu nasıl yaparsın?"
"Emma, bana inan. Haklı sebeplerim vardı."
"Açıklamanı hemen duymak istiyorum ."
"Şimdi bunu sana söyleyemem. Bana güvenmek zorundasın."
"Artık sana güvenmek istemiyorum. Seni tanıdığımdan beri her şey belirsiz."
"Emma söz veriyorum. Şartlar olgunlaştığında neden Cris'le ilgili anılarını sildiğimi anlatacağım."
"Peki, o zaman diğer sorularıma cevap vermen gerekecek."
Yüzündeki endişe kaybolmuştu. Hatta dudaklarında hafif bir tebessüm belirmişti.
Kolumdan tutup beni sandalyenin olduğu tarafa çekti. Sandalyeye oturdum ve soracaklarımı düşünmeye koyuldum. Ethan'da sandalyesini yerden kaldırarak karşımadaki yerini aldı. Ses tonunu ayarlayarak konuşmaya başladı.
"Tamam, istediğini sorabilirsin."
"Öncelikle vampir olduğunu biliyorum."
Zaten beyaz olan teni iyice solmuştu. Bunu beklemiyor gibiydi.
"Bunu nasıl öğrendin? Bilmemen gerekirdi. Şimdi seni nasıl koruyacağım ben?"
"Jeniffer beni ormana götürdüğünde vampir olduğunuzu söyledi."
Ethan şaşkınlık duygusundan sıyrılarak öfkeye kendisini teslim ediyordu.
"Jeniffer seni ormana mı götürdü?İnanamıyorum. Ne zaman?"
"Yaklaşık dört saat önce."
"Ona sana bulaşmamasını söylemiştim. Sen iyi misin? Sana zarar verdi mi? Canını acıttı mı?"
"Hayır, Ethan sakin ol. Ben iyiyim."
"Jeniffer'a yaptıklarının hesabını soracağım. Ama sen vampirlerden nasıl kurtuldun?"
"Kurtlar sayesinde."
"Onlara bir teşekkür borçluyum desene."
"Ben hayatımı onlara borçluyum ama bunları sonra konuşuruz. Sorularıma yanıt ver. Yaralandığın gün neler oldu?"
"Ormanda dolaşıyordum. Uzun süredir beslenmemiştim. Birden kanının kokusunu aldım. Eve kadar seni takip ettim. Salondaki adam bendim Emma. Susuzluğumu bastıramadım. Kendime engel olamadım. Ama senin yüzünü görünce bir yıl önce gördüğüm kişi olduğunu anladım. Senin saçının teline bile zarar veremezdim. Tek gözyaşın için dünyayı karşıma alabilirdim. Hafızanı sildim ve her şeyi rüya sanman için seni küvete yatırıp gittim. Ama Jeniffer'ı hesaba katmamıştım. Senin kokunu o da almış olmalıydı. Evden çıktıktan sonra sokaktaki cesedi gördüm. Adamın Jeniffer'ın kurbanı olduğu açıktı. Çünkü kanı ensesinden içilmişti. Bu onun tarzıydı. Ben senin yanından ayrılana kadar yoldan geçen birini susuzluğunu bastırmak için avlamıştı. Koşarak tekrar buraya geldim. Banyodan sesler duyuluyordu. Banyoya girdiğimde Jeniffer seni boğmaya çalışıyordu. Beni görünce seni bıraktı ve pencereden atlayıp kaçmaya başladı. Peşinden koştum. O sırada kurtlarla karşılaştım. Sokaktaki adamı benim öldürdüğümü düşünüyorlardı. Bu yüzden bana saldırdılar. Yalnız olduğum için onlarla baş edemedim. Yaralandım. Karşı koyacak gücüm yoktu. Bir süre direndim. Kaçmaktan başka çarem kalmamıştı. Çok acı çekiyordum Emma. Bana yardım edebileceğini düşünüp yanına geldim. Sonrasını biliyorsun zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampierİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...