Ben Perihan Aydın. Sarışın, ela- yeşil gözlü, minik burunlu, güler yüzlü, şirin bir kızım. Güzellik iddiam asla olmadı çünkü bana göre güzellik göreceli bir kavram. Bazısına göre esmer güzel veya yakışlıdır, bazısına göre de kumral. Önemli olan kalbinin güzelliğidir aslında, o senin yüzüne vurur ve seni seven için dünyadaki en güzel insan sen olursun.
Ama şirinlik öyle göreceli değildir, herkese göre şirinsindir. Ailene, arkadaşlarına hatta ve hatta işyerinde alt kadronda, emrinde çalışanlara bile şirin gelirsin. İşte ben böyle biriyim. Ailemin prensesi, işyerinin "Şirine Perisi".
İzmir'de doğmuşum. Babamın işi dolayısıyla Türkiye'nin dört bir köşesini gezmiş sevgili ailem. Benim payıma önce İzmir sonra İstanbul düşmüş. Ağabeylerimden biri Malatya bir diğeri Ankara doğumlu.
Şimdi hepimiz sonradan İstanbullu olduk. Babam dedemden kalma arsa değerlenince satmış emekliliği hak edince de emekli olmuş. Kendine otomobil servis ve bayiisi açmış. Ben o zamanlar beş yaşındaymışım. Babam o yüzden bana hep uğurlu Peri'm der. Sayesinde tam adımı öğretmenlerim dışında pek kullanan zaten olmamıştır.
Ailenin tekne kazıntısıyım. O yüzden de biraz şımartılmış olabilirim. Babam mesleki deformasyon subaylıktan kalma alışkanlık sert ve otoriter olsa da bana karşı her zaman hoşgörülü ve yumuşak olmuştur.
Buna en çok içerleyen belli etmese de sanırım büyük ağabeyim Görkem olmuştur. Ne de olsa babamın en sert ve otoriter zamanına o denk gelmiş. İkinci ağabeyim Göksel biraz daha rahattır. Aşırı haşarı olmasına rağmen babamla olan mesafesini koruyarak yara almadan büyümüş. Ben zaten prenses gibi büyüdüm. Tüm aile her zaman üzerime titredi. Annem öğretmendi. Okul saatlerimiz çakıştığı zamanlarda bana bakan hep Görkem Ağabeyim olmuştu. Yani o bile bana kıyamaz. Birazcık ailenin kıymetli Perisiyim.
Olan hep Görkem Ağabeyime olmuş zaten. Babamların istediği okullara gitmiş hep. Fikrini beyan etmemiş. Üniversite seçimin de bile onların istediği bölüm ve okul oldu. Ekonomi bölümünü bitirip babama yardım etti şimdi de zaten işlerin başına geçti.
Göksel Ağabeyim ise ona yardım edecek şekilde işletmeyi bitirdi ama nafile. Ben pilot olacağım diye tutturdu. Nuh dedi Peygamber demedi. Sonuç Görkem Ağabeyimin desteği ile pilotaj kursunu bitirip özel bir havayolu şirketinde pilot olarak uçmaya başladı.
Abim pilot olacağım diye tutturunca annem kendine kızdı. Neden mi? İsimleri yüzünden. Görkem göz alıcı gösterişli demek. Gerçekten Görkem Abim çok yakışıklıdır. Siyah saçlı ela-yeşil gözlü, buğday tenli. Benim gibi minik düzgün burunlu. Hafif kirli sakalı ve her daim kısacık saçları ile dikkat çekicidir.
Göksel Abim ise adı gibi göklerle ilgili oldu hep zaten en sonunda da pilot oldu. Siyah saçlı mavi-yeşil gözlü Görkem Abim'e göre daha yapılı aynı zamanda daha havai. Aslında mantıklı düşününce birlikte çalışmadıkları isabet oldu. Göksel yatar bütün işi Görkem Abim yapardı. Şuanda işini sevdiği için dört elle sarılıyor.
Ben de ailenin minik prensesi olarak hatırı sayılır bir üniversitenin işletme bölümünden mezunum. Ben üniversiteyi kazandığım zaman Göksel Abim pilot olmuş uçuyordu. Ben de pilotaj okuyacağım diye tutturdum ama tabii ki kaile alınmadım bile.
Sevgili babamın bana sert yapası tuttu. Ne işim varmış göklerde. Okulunu bitir gel işin hazır dedi ve kestirip attı.
Normalinde çok sakin ve uysalımdır ama çok istediğim bir şeye hayır denilince işi inada bindirdiğim çok olmuştur.
Baktım maddi olarak pilotajı ailemin desteği olmadan karşılamam mümkün değil. Bende pilot olmazsam hostes olurum dedim. Üniversitenin son senesinde bütün havayolu şirketlerine baş vurdum. Abimin çalıştığı şirket hariç. Kulağına falan gider, yoluma taş koyar diye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)
General Fiction2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yakışıklı ağası. İstanbul'un sayılı mimarlık firmalarından birinin patronu. Katı görüntüsünün altında r...