Açılış artık yavaş yavaş bitmek üzereydi. Ben bir sandalyeye oturmuş etrafı seyrediyordum. Nermin ve Demir sarmaş dolaş oturmuş konuşuyordu. Annem ve babam Aysel Anne ve Ömer Baba ile sohbetteydi. Görkem Ağabeyim ve Ayşenur yine bir şey tartışıyordu. Acaba yine neyi paylaşamıyorlardı?
Berzan Sefa ile konuşuyordu. Kesin bu organizasyonda Sefa'nın da parmağı vardı. Berzan teşekkür ediyordu. Herkes hayatından memnun gibiydi. Derya ve Göksel Ağabeyim hariç. Evet artık dayanamadım ve ellerinden tutup kimseye çaktırmadan arka bahçeye kaçırdım bunları. Gelmek için direnselerde hamile bir Peri'ye kim hayır diyebilir ki? Kapıyı da kilitledim ki onlar da kaçamasın, kimse de içeri girmesin.
— Derdiniz ne ise oturup konuşacak ve hal edeceksiniz anlaşıldı mı? Yeter artık, dedim sert bir sesle. Derya;
— Benim onunla bir derdim olamaz, dedi kollarını göğsünde çapraz yaparken.
— Ya ya belli. Şirketteki Okan dallaması var sonra son avı Fırat var hanımefendi beni ne yapsın. Peşinde bir sürü pervane varken, dedi dişlerinin arasından. Ben bu yaşımda ağabeyimi ilk defa böylesine sinirli ve öfkeli görmüştüm.
— Sen ne ima ediyorsun be? Herkesi kendin gibi zannettin herhalde. Biz Okan ile sadece arkadaşız, dedi gözlerini devirerek.
— Belli belli sadece arkadaş olduğunuz. Konuşurken aşkımlar canımlar havada uçuşuyordu. Kulağımla duydum be! Sana mı inanayım kulağıma mı? Diye kükredi ağabeyim. Göksel Ağabeyim ve kükremek. Yani bu imkansız ötesi bir şeydir.
— Yahu biz lafın gelişi...
— Başlarım ben öyle lafın gelişine de gidişine de... diye sövmeye başladı Göksel Ağabeyim. Görkem için çook normal olan bu hareketler Göksel Ağabeyim de tuhaf geliyordu. Ama işin ilginç yanı adama yakışmıştı bu maço tavırlar. Hani sakil de durmuyordu.
— Sen neye başlıyorsun acaba? Hem sana ne be? Sen o haklarının hepsini Yasemin denen o yellozu gözümün içine baka baka götürürken kaybettin, dedi Derya cırlayarak. Derya'nın içinde ki dişi kaplanda tamamen ortaya çıkmıştı artık.
— Eh madem o kadar kıskandın o Okan denen dallamanın yanından kalkıp sevdiceğini yellozun elinden kurtarsaydın, dedi ağabeyim gayet pişkin.
— Aman da aman! Rahatsız mı olmuştunuz paşam. Benim baktığım yerden hayatınızdan çook memnun gibi duruyordunuz. Hem bana ne Allah aşkına? Ben senin uçkurunun kahyası mıyım? Adam olsaydın da kendin uzak dursaydın. Dudağında hatunun ruju ile geldin resim çektirmeye, diye bağırdı Derya. Neredeyse artık sinirden tepinecekti.
— Seni uzaktan görüp dokunamamak nasıl bir duygu sen biliyor musun? Üstelik yanındaki herifle inanılmaz samimi duruyordun. Aylar sonra seni gördüm. Yokluğunla kavrulurken, sen başkası ile...
— Sadece dans ettim ben dans. Sen hatunla yattın be, dedi Derya hırsla.
— Kızım ben erkeğim fırsat bulursam değerlendiririm. Evlenene kadar bu böyle. Parmağıma o yüzük takılana kadar gelene git demem ama o yüzük parmağıma girince sağ veya sol fark etmez yemin ettim dişi sineğe bile yan gözle dönüp bakmam, dedi haykırırcasına.
— Sevsinler. İnsan birini seviyorsa bir başkasına yan gözle dahi bakmaz, bakamaz. Çünkü içinden gelmez, dedi Derya gözleri dolu dolu.
— Biz ayrıydık, dedi ağabeyim dümdüz.
— Tamam o zaman ben Okan'la...
— Olmaz kızım olmaz. Olursa biz biteriz, dedi ağabeyim net bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)
General Fiction2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yakışıklı ağası. İstanbul'un sayılı mimarlık firmalarından birinin patronu. Katı görüntüsünün altında r...