79.BÖLÜM

13.1K 866 129
                                    

Perihan'dan;

Ağabeyimi ilk defa bu kadar sinirli görmemiştim ama ilk defa korkmuştum. Sonradan adının Yağız olduğunu öğrendiğim adam ondan daha iri yarı olmasına rağmen ağabeyim hiç düşünmeden ilk yumruğu çakmıştı.

Sonrası zaten kabus. Kafasına darbe alacak diye Berzan ve diğer erkekler yanına koşsa da kimse ayıramadı ikisini. Derya yazık pistin ortasında hem bağırıyor hem de çaresizlikten ağlıyordu. İnsanların çığlıkları arasında çığlıkları yitip gidiyor olanları en yakından gördüğü için çaresizlikle dertop olmuş ikiliye bakıyor daha çok bağırıyordu.

Allah'tan ona yumruk isabet etmedi. Çünkü birbirine girmiş ikili çevrelerinde ne olup bittiğinin farkında bile değildi. Sadece birbirlerini boğmakla meşgullerdi.

Ağabeyim ve Berzan Ayşenur ile beni eve göndermek için bastırsa da direndik. Sonuçta Derya orada yalnız kalmamalıydı. Tamam Nermin ve Zeynep'te yanındaydı ama olsun biz onun ailesiydik artık.

Karakolun orta yerinde Yağız "Sor bakalım öğlen neredeymiş sevgili nişanlın" deyince ortam buz kesti. Nermin okkalı bir küfür etti. Ben de "Ha s.ktir" demişim Berzan döndü bana ters ters baktı. Ulan Nermin anasından bacısına dahi babasına kadar yedi sülalesine çay ısmarladı ben sadece durum tespiti yaptım ama yine kötü kötü bakılan ben oldum. Sanırım Demir artık kalaylanmış o yüzden umursamıyor ya da toplum içinde Nermin onu takmayınca karizması çizilmesin diye umursamaz taklidi yapıyordu.

Ağabeyim Derya'ya döndü ama Derya Yağız'a ağzının payını verdi. Anladığımız kadarıyla bu adi şerefsiz dallama bunun eski çıktığıydı. Şirkette karşılaşıp kahve içmişler bu da fasulye gibi kendini nimetten saymış şimdi de Göksel Ağabeyime saydırıyordu. Ama helal olsun Derya kendini ezdirmedi. Ah Derya ah bu da sana ders olsun bilmediğin, tanımadığın insanları adam yerine koyma. Baksana köprünün altından çok sular akmış adam yerine koyduğun insan şerefsiz olmuş.

Karakoldan eve geldiğimizde hem sinirlerim hem ayaklarım bitmişti. Topuklu ayakkabıları ayağımdan çıkarttığımda yürüyemiyordum.

Berzan beni kucağına aldı ama öyle sakince değil bir ton söylenerek. Banyoya götürdü lavabonun tezgahına oturttu ayaklarımı lavaboya soktu ama hala daha söylenmeyi ihmal etmeden.Önce ılık sonra soğuk su ile ayaklarıma masaj yaptı.

— Ne gereği var o topuklulara hamilesin. Tamam karnın daha çıkmadı eyvallah ama canım bak azda olsa kilo aldın. Ayakların daha buna alışık, hazır değil.

— Ben şimdi şişkomu oldum onu mu diyorsun? Diye cırladım istemsizce.

— Canım ne alakası var Allah Allah. Hem ne demek şişko çok ayıp çok. Benim annem evlendiğinde bir deri bir kemikmiş. Kayınvalidesi yani babaannem o halini görünce burun bükmüş. Giydiği kıyafetler üzerinden dökülüyormuş çünkü. Şimdi bak kadın doğumlar, hastalıklar kilo aldı. Şişko mu? Hayır!Babam için hala dünyanın en güzel kadını, çocuklarının anası, evinin çatısı. O yüzden duymamış olayım kiloda alsan kiloda versen sen benim karımsın, dünyanın en güzel kadınısın, dedi öperken.

Gözlerimden yaşlar inmeye başladı.

— Yahu kadın başlayacağım ota boka ağlamana ha. Şurada iki dakika romantik olalım dedik geldin gözyaşların ile limon sıktın aşk olsun, dedi gözyaşlarımı ellerinin tersi ile silerken.

— Ya Berzan sanki elimde olan bir şey mi benim? Kendiliğinden akıveriyor, dedim dudaklarımı sarkıtarak.

— İşimiz var senin bu hormonlarınla, dedi ve beni kucakladığı gibi yatak odasına götürüp yatağa yatırdı.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin