Kına çok eğlenceli geçiyordu. Bir ara Nermin beni ve Derya'yı da piste aldı. Berzan kaş göz yaptı ama takmadım. Ohh yengem ile karşılıklı döktürdük.
Sonra ışıklar karardı. Hint müzikleri başladı. Hintli grup çıktı Allah'ım o kadar güzeldi ki. Ben de böyle bir kına isterdim ama imkansızdı. Düşünsenize Zehra Ana zılgıt eşliğinde Hint dansçılar ile göbek atıyor.
Tam danslar bitti kınalar yakılırken Göksel Ağabeyim ve Derya kalktı. Ertesi gün ağabeyimin uçuşu varmış. O karambolde hint dansçılardan biri beni piste aldı biz beraber dans etmeye başladık. Uzun zaman önce merak salmış bir kaç ders almıştım. Biraz sonra diğer ekip üyelerinde geldi biz çılgınlar gibi dans etmeye başladık.
Müzik durunca beni tebrik ettiler. Birisi döndü;
— Are you İndian (Hintli misin?) siye sordu. Güldüm.
— No nonono I'm Turk (hayır Türk'üm)
Gülmeye başladık. Berzan hemen yanımda bitti. Ortama limonu sıktı. Koyun sürüsüne dalan kurt gibiydi.
Baktım çantam eşyalarım elinde. Kulağıma eğildi;
— Kurtlarını yeterince döktüysen kalkalım. Geç oldu yolumuz uzun, dedi.
Kurtlarımı değil ama senin dişlerini dökesim var diye söylendim içimden.
Çifti tebrik edip salondan çıktık. Kalkıp oynamadığı gibi ben oynayınca da rahatsız olmuştu. Arabaya bindirdi. Yerine geçti.
— Perihan pazar günü annemler gelecek şu nikah düğün işleri için. Sizinkilerle konuşur musun? Dedi.
Kafamı salladım. İçerdeki romantik ortamdan sonra bu gerçekçilik beni bozmuştu. Kafamı yan cama çevirip dışarıyı seyretmeye başladım. Eve gelene kadar susma hakkımı kullandım.
Evin önüne gelince alnımdan öptü;
— Özledim. Ama resmi nikah kıyılana kadar bir daha elimi sürmeyeceğim. O gece de inan bana niyetim sonuna kadar gitmek değildi. Sadece bir öpücüktü ama... Özür dilerim Perihan sen her şeyin en alasına layıksın ve öyle olacak, dedi. Arabadan indi kapımı açtı tekrar alnımdan öpüp bıraktı.
— İyi geceler, dedim ve eve girdim.
Pazar günü geldiler. Bir daha ki ay düğün yapılmasına karar verildi. Bu arada ev bulunacaktı. Tadilat zaten sorun değildi. Aşiret böyle istemişti. Gerçek dördümüz arasında sessizce konuşulmadan kaldı.
Onlar gitti. O hafta yine yatım vardı bu sefer İzmir yatı. Son uçuşları olduğu için Ayşenur'u ekibime vermişlerdi. İzmir'de dört gün boyunca gezdik, tozduk, uçtuk, dibine kadar eğlendik. Yanımda Ayşenur olduğu için Berzan bir şey diyememişti. Ağabeyim de ben olduğum için.
İstanbul'a döndüm. Hafta sonu Nermin ve Demir'in düğününe Marmaris'e gideceğimizi öğrendim. Hazırlandım. Yeni uçağı ile öğlen gittik. Otelde yerimiz ayrıltılmıştı. Demir tüm organizasyonu yapmıştı. Odalarımız yan yanaydı.
Nermin ve Demir beyaz bir faytonla otele geldiler. Masallardan çıkmış gibiydiler. Nermin hazırlanmak üzere odasına çıkartıldı. Biz lobide oturuyorduk. Demir hazırlanmış her şeyi tekrar kontrol ediyordu. Allah'tan çok abiye bir kıyafet giymemiştim. Çünkü düğün kumsalda yapılıyordu.
Kumsal resmen film seti gibiydi. Platform kurulmuş. Heryerde renkli fenerler, meşaleler. Rüya gibiydi bayıldım.
Onlar çıkmadan yerimizi aldık. Evetler söylendi imzalar formaliteden atıldı ve tekrar birbirlerinin oldular. Dansları bakışmaları o kadar romantikti ki kıskandığımı fark ettim. Berzan asla bu olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)
Ficción General2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yakışıklı ağası. İstanbul'un sayılı mimarlık firmalarından birinin patronu. Katı görüntüsünün altında r...