Kafeteryadan içeri girdik. Adam buranın müdavimi olduğu için rock yıldızı gibi karşıladılar. Bana da göz aşinalıkları vardı. Kahvelerimizi söyledik.
— Ee anlat bakalım ufaklık sen kimsin? Diye başladı söze.
— Ben Perihan ama arkadaşlarım bana Peri der. Babam sağ olsun benim uğurlu Perim diye diye adım Peri kaldı, diye söze başldım.
— Göbek adın falan yok mu senin? Diye sordu.
— Aslında var ama yok, deyince tek kaşını kaldırıp nasıl yani der gibi yüzüme baktı.
Doktor dokuz ay boyunca bana erkek demiş. Ultrasona her girdiğinde annem kesin erkek diyormuş. Allah'tan annem bebeklere beyaz yakışır deyip her şeyi beyaz yapmış da maviler içinde büyümemişim. Sadece bir doktor kız demiş. Annem bana hamileyken bizimkiler tatile gitmişler. Orada hafif sancılanır gibi olmuş. Oranın kadın doğum uzmanı "Kızımız iyi merak edilecek bir şey yok. Bugün yarın istirahat edin yeterli" demiş bizimkiler şok. İsmim konmuş çünkü "Gökmen" olacak. Tabii o doktora değil İzmir' deki doktora itibar etmişler. Ama işte kız olmuşum. Adımı annem koymuş Perihan diye. Arada işte ağabeyimler kızınca bana Gökmen derler, dedim gülerek.— Eh madem öyle ben de sana Gökmen derim. Herkesin dediğini demem en yakın arkadaşlarıma, dedi gülerek.
— Tamam İce'a Sibel diyorsun o göbek adı ama benim ki absürt durdu dostum, dedim gülerek.
— Olsun ufaklık önemli olan benim içime sinsin, dedi gülerek.
Kahvelerimiz geldi. Selfi çekti Gökmen ile kahve keyfi yazıp instaya attı. Gülmeye başladım. Yaşı büyümüş, maşallah vücududa büyümüş ama aklı büyümemiş bu adama kanım ısınmıştı.
Baya bir sohbet ettik. Aklıma telefonumun uçak modunda kaldığı geldi.
— Alaz benim telefonumu açma zamanım geldi de geçiyor bile. Korkuyorum ama... dedim.
— Korkunun ecele faydası yok ufaklık aç bakalım seninki neler yazmış, dedi. İçimden besmele çekip telefonu açtım.
Gelen mesajlardan telefonumun kafası kaçtı resmen. Sanırım saniye başı mesaj atmıştı. Yüzün üzerinde mesaj vardı. Okuyabildiklerim
"Benim suratıma kimse telefon kapatamaz"
"O telefon eninde sonunda açılacak"
"Ulan bugün ödül töreni olmasaydı sen görürdün"
Döktürmüş de döktürmüş ağam. Korktum mu? Güldürmeyin beni. Ben iki ağabeyle büyüdüm. Hiçbir erkek beni korkutamaz. Arkasına sığınacağım dağ gibi ağabeylerim var. Sadece kötü oldum. Daha başlamadan bu kadar kavga etmemiz beni üzdü. Akan mesajların içinde bir resim dikkatimi çekti. Açtım anam ben ve Alaz. Ben Alaz'ın koltuğunun altında ben bir adet çanta ve o yürüyor. Altında da not;
"Bu ne lan böyle"
Öncelikle bu resmi nereden bulmuş? Acaba birisimi atmış yoksa tesadüf keşfetine mi düşmüş? Keşfedine niye düşmüş ki? Sonra altındaki "lan" ne? Suratımın düştüğünü gören Alaz telefona baktı ve resmi görünce gülmeye başladı.
— Kusura bakma kesin benim kadın hayranlarımdan birinin işidir bu. Ama çok şeker çıkmışsın, dedi beni rahatlatmak istercesine.
Ya ya tabii. Altımda spor taytım üstümde kısa bluzum çok şekerim sorma. Bluz yukarı çıkmış göbeğim açılmış aman da aman. Allah'tan Görkem Ağabeyim çok takılmıyor internete. Onun keşfedine düşmez ama Göksel kesin bulur bunu. Çünkü bu sitede tanıdığı bir sürü insan var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)
Ficción General2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yakışıklı ağası. İstanbul'un sayılı mimarlık firmalarından birinin patronu. Katı görüntüsünün altında r...