40.BÖLÜM

14.4K 979 58
                                    

Nişan bitmiş Berzan ve ailesi de gitmişti. Ayşenur bir gece daha kalsın istedi annem ama ertesi gün uçuşu vardı o yüzden ağabeyimle beraber kalktı. Görkem Ağabeyim Ayşenur'u evine bırakıp döneceğini söyledi de eve döneceği bana pek inandırıcı gelmedi. Ben zaten yorgundum o yüzden de erkenden yattım.

Sabah erken kalktım. Canım çok şey yapmak istiyordu ama hiçbir şey yapmakta istemiyordu. Giyindim deniz kenarına kadar yürüdüm. Banklardan birine oturdum. Öylece denize bakmaya başladım. Son zamanlarda yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçmeye başladı.

Seviyordum evet ama sevgi tek başına bir ilişkiyi devam ettirmek için yeterli miydi? Onun bana saygısı ne kadardı? Yağıp, esip, gürleyip her seferinde özür mü diliyecekti? Bir özür tüm kabahatleri affettirir miydi? En önemlisi ben böyle bir ilişkiye hazır mıydım?

Ben böyle arpacı kumrusu gibi düşünürken yanımda bir hareketlenme oldu. Baktım Göksel Ağabeyim. Sarıldı öylece denizi seyrettik. Konuşmadan susarak.

— Hangisi daha ağır geldi yüzükler mi? Sorumluluk mu? Yoksa Berzan mı? Diye sordu.

— Hepsi ağabeycik hepsi. Birden yordu beni. Cuma günü uçuşa gidip dönmeyesim var ama birincisi iç hat ikincisi bu yüzükler bu parmaklardan çıkmadan kaçamam, dedim.

— Hadi hava soğudu kalk bakalım Peri Prenses eve gidelim, dedi ve beraber eve gittik.

Gün boyunca. Berzan ile görüşmedik. Akşam da aramadı bende aramadım. Sabah telefonumun yanan ışığını görünce baktım mesaj atmış.

"Peri Kızım acil bir işim çıktı. Dün Mardin'e geldim ondan arayamadım. Cumaya kadar buradayım kendine iyi bak. Çok yoğunum" hepsi buydu.

Bende "Tamam"'diye mesaj attım. Ama içimden geçen "Mutabık" yazmaktı ama anlamazdı kii. Mal Peri zaten maksat onun anlamaması ve telefona abuk abuk bakması. Amaan Perihan baksa ne olacak yeni bir mesaj atar "O ne?" Diye kükreyen bir mesaj.

Ben böyle kendi kendime atışırken telefonum çalmaya başladı. Aaa işe bak yoğunum diyen adam arıyor hayret neden acaba?

— Efendim, dedim mesafeli bir sesle. Delirdiğimi belli edecek halim yok herhalde....

— Hala mı kırgınsın hala mı kızgın. Peri Kızım aklım sende kalıyor yapma, dedi.

Amaan kalırsa kalsın anasını satayım ya yetti çokta tın çokta fifi.

— Ne yapabilirim Berzan birden gitmiyor öyle o hey heyler yavaş yavaş gidiyor, dedim hırsla.

— Perihan yapma güzelim bak inan işim çok. O yüzden gelemiyorum da. Hadi bitsin bu soğukluk sana hiç yakışmıyor, dedi yalvarırcasına.

— Beni çok mu iyi tanıyorsun ağam da bana yakışıp yakışmadığını biliyorsun. Şimdi izninle daha yeni uyandım kahvaltı bile etmedim. Annem sesleniyor sana kolay gelsin, dedim buz gibi bir sesle.

— Tamam gelince konuşuruz, dedi ve ikiletmeden telefonu kapattı.

Kahvaltıdan sonra canım sıkıldı dışarı çıktım. Arabayla gezmek istedim. Pasta alıp gelecektim. Yeminli ve tövbeli olduğum için sağdan yavaş gidiyordum. Yavaş dediysem öyle yirmi otuz değil altmış yetmişle gidiyordum. Bir anda arkamdan biri selektör yapmaya başladı. Solum boştu basıp gidebilirdi ama o beni taciz etmeye devam etti. Sonra da soluma geçip üzerime direksiyon kırdı. Eski alışkanlığım bende onun üstüne direksiyon kırdım. Sonrası kovalamaca başladı. Ciddi ciddi kapıştık. Üstüne polis çevirmesine girdik.

Polis ben arabadan inince şöyle bir süzdü. Onaylamaz bir şekilde başını sağa sola salladı;

— Hanımefendi nasıl bir araba kullanmaktır o, diye beni azarladı.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin