10.BÖLÜM

23K 1.2K 57
                                    

İzmir Adnan Menderes Havaalanı'na geçmiştik. İmzalarımızı atıp uçağa geçtik. Uçuşun Mardin uçuşu olması bana kaderimin bir oyunuydu sanırım. Neyseki Ağa bozuntusu uçakta olmayacaktı. Onu bildiğim için biraz olsun içim rahattı.

Bütün işlemler bittikten sonra boarding başladı. Yüzüme kocaman gülümsemi yerleştirip yolcularımı karşılamaya başladım. Çünkü onlar benim misafirimdi. Hayatımdaki saçmalıklar onları ilgilendirmiyordu. Ağayı, kızıl kafayı bir tarafa bırakıp işime odaklandım.

Ama kara bahtım kör talihim peşimi bırakmamış Ağa bozuntusunun olmadığı uçuşa kız kardeşi gelmişti. Her zaman Ağa bozuntusunun oturduğu koltuğa yaşlıca bir kadın yanına da kardeşi oturdu. Sanırım o kadın da annesiydi. Çünkü ana kız birbirlerine çok benziyorlardı. Arife tarif gerekmiyordu bu konuda. Diğer tarafa da Ağa bozuntusuna benzeyen bir adam oturdu demek ki o da babasıydı. Hayırlı işler Peri Hanım bakalım ne gibi saçmalıklar seni bekliyor bir Mardin uçuşunda daha. O değil de Mardin'e uçma fobisi oluşacak bende ondan korkuyorum.

Bording okeyi geldi. Sayım yapıldı. Anonslar yapılırken Reyhan'a meyve suyu servisini yaptırdım. İşim çoktu çünkü. Kapı kapandı anonsları tamamladım ve arkaya gittim. Hem check yaptım hem de Aysi'ye Ağa bozuntusunun kardeşinin uçakta olduğunu söyledim.

— Kızım resmen kader seninle maytap geçiyor, dedi.

— Bir şey değil Mardin'e uçmaya korkacağım, dedim yanaklarımı şişirerek. Sonra da

— Amaan neyse ne! Haydi iyi uçuşlar, dedim ve kaptana kabin okeyi vermeye gittim.

Uçak kalktı. Sönmeyen sigara ışıkları bizim için sönünce (Dink sesi bizim için söndü anlamına gelir ve yerimizden kalkıp servis hazırlıklarına başlarız) Reyhan'ı arkaya gönderdim ben bussines yolcuların servisini hazırladım. Servise çıktığımda kız kardeşi hararetli hararetli konuşuyordu;

— O Nermin denen hatunu zaten hiiç sevememiştim. Akın iyi kız falan dedi ama benim gözüm onu hiç tutmamıştı. Bir hava bir hava. Bana dönüp "Benim sevdiğim var zaten" dediydi. Aman da aman. Madem sevdiği vardı ağabeyime niye kuyruk salladı. Ama ağabeyimin halt etmesi o koştu peşinden. Ne gerek varsa. Ben o kızıl cadıya yapacağımı biliyorum. İntikamım çok acı olacak bak görürsün aney.

Annesi hemen atıldı;

— Uğraşmayasan kızım sakın ha! Büyü mü yaptırdı ne yaptırdıysa ağabeyinin gözü ne seni görür ne de beni. Boş veresan, dedi hırsla.

— Yapma ana. Ben ağabeyimden de korkmuyorum Akın'dan da. Yapmazsam içimde kalacak, dedi sonrasını duyamadım çünkü fısıldaşmaya başladılar. Ben de kabinde ilerleyince duyamadım. Hoş duysam da bana ne? Beni ilgilendirmiyor onların sohbetleri. Boşları toplarken ana kız dikkatli dikkatli beni süzüyorlardı. Rahatsız oldum resmen.

Boşların troleyini yerine yerleştirdim kilitledim yolcu çağırma düğmesi dink etti. Baktım Ağa bozuntusunun kardeşi. Gitmek istemedim ama Reyhan lavaboya bakmaya gitmişti. Mecbur ben gittim.

— Buyrun, dedim zoraki gülümseyerek.

— Bir su rica edecektim, dedi yine beni süzerek.

Galleyden su doldurup gittiğimde ana kız yine fısıldaşıyorlardı. Gayet sakin suyunu verip galleye geri döndüm. Allah'tan iniş için alçalmaya başladık da daha fazla fısıldaşmalarını seyretmek zorunda kalmadım. Uçak indi ve yolcular boşaldı. Hemen check yapıp, temizliği aldık. Hızla dönüş hazırlıklarına başladık.

Nihayet sorunsuz bir uçuştan sonra İzmir'e inmiştik. Yine stresli bir Mardin uçuşu geçirmiştim. Otelin önüne geldiğimizde servisten inmeden Ağa bozuntusunu gördüm. Elindeki valizlerini arabasına yüklüyordu korumalarıyla beraber. Anneleri gittiğine göre bu adam nereye gidiyordu acaba? Çok fazla üzerinde duramadım. Uçuşta yaşadığım stres bana bu adamdan neden uzak durmam gerektiğini bir kez daha anlatmıştı.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin