Çabucak bir duş aldım. Hemen giyindim. Şeytan diyordu üniversitede bilgisayar kullanırken taktığın o koca gözlükleri tak ama babam beni kesinlikle keserdi.
Bir kot bir kazak giyidim. Telefonumu kapatayım dedim vazgeçtim. Tam hazırlandım Berzan aradı.
— Alo diyerek açtım. Açtım ama gelin siz bana sorun.
— Peri Kızım aramadın merak ettim. Ağabeyin çok kızmadı umarım, dedi.
Yutkundum. Sesim çıkmıyordu;
— Perihan ne oldu ses versene kızım, dedi merakla.
— Berzan bir şey olduğu yol ama var. Bak şimdi benim sana birşey söylemem lazım ama lütfen sinirlenme ve bana bırak, dedim en sonunda.
— Ne oluyor Perihan neyi sana bırakacağım. Ne oldu? Açıkça söyler misin? Dedi sabırsız bir tonda.
— Şimdi Berzan benim sende ilk kaldığım gece bizim eve babamın arkadaşları gelmişti. Şey onlar şey için gelmişler... sustum nasıl diyeceğimi bilemiyordum.
— Niye sustun Perihan? Cevap versene. Bundan çıkan tek bir sonuç var Perihan. Ne için gelebilirler tabii ki görücü olarak. Bu mudur derdin? Dedi dişlerinin arasından.
— Bak Berzan yani yıllardır görmediğim Metin Ağabey var. Şimdi biz onunla, dedim kaldım lan ben nasıl diyeceğim şimdi yemeğe çıkacağız diye. Uyuyan devi uyandırmanın bir manası yok ki. Kendimi fasülye sırığındaki Jack gibi hissediyordum. Dev birden gözlerini açacak beni görecek ve yemeğe kalkacak. Aman uyu dev sen uyuuu....
— PERİHAN EEEE SİZ ONUNLA NE PERİHAN NEEEE?
Ay ben susup kalmıştım hayal aleminde. Çocukken korkunca bulduğum bir oyundu bu. Hayallere dalıp korktuğum şeyi kafamdan uzaklaştırıyordum da bu dev cevap bekliyordu.
— Biz Metin Ağabey ile..... Aşağıdan babamın sesini duydum
— PERİHAAN METİN GELDİİİİ HADİİ KIZIIM...
— Perihan adamı hasta etmesene siz o andavalla eeee? Diye hırladı resmen.
— Yemeğe çıkacağız. Çünkü babam öyle istedi. Ben yemekte onunla konuşacağım bizi anlatacağım konuyu kapatacağım sen merak etme o iş bende. Seni öpüyorum bayyyy..... dedim hızlı hızlı ve telefonu kapattım. Korkunca ve sinirlenince bir saniyeye iki üç kelime sığdırabilme yeteneğine sahibim maşallah. Çeneme kuvvet.
Montumu ayakkabılarımı alıp aşağı indim. Metin Ağabey merdivenin başında beni bekliyordu. Allah var hala yakışıklıydı. Annemin yemiş yemiş çıkartmamış dediği gömleğinin altından belli olan baklavalarıydı. Adamın yanında ayağımda ayakkabıda olmayınca hap kadar kaldım. Şimdi p.çlik zamanıydı;
— Hoş geldin Metin Ağabey nasılsın? Deyip elimi uzattım.
Tek kaşını havaya kaldırıp nötr bakışlarla beni baştan aşağı süzdü. Kendimi kasap vitrinindeki et gibi hissettim.
— Hoş buldum Perihan. İyiyim sağ ol sen nasılsında ağabey nereden çıktı kendimi yaşlı hissettim bak, dedi elini uzatırken. Elimi avucunun içine bıraktım ve ıyyy terli ya bunun eli en sevmediğim. Ben hayalimde elimi pantolonuma silerken o babama dönmüş;
— Ee Kemal Amca biz izninizi rica edelim. İyi akşamlar, dedi. Bana dönüp elini öne uzatırken. Önden buyur dedi paşam.
— Geç kalmayın. İyi akşamlar, dedi annem ve kapıyı açtı. Ben de annemin yanağına kocaman bir öpücük kondurup;
— Merak etme anneciğim kalmayız dedim ve dışarıya çıktım. Dışarıda son model kocaman gösterişli bir jeep vardı. Yani sevimsiz, görgüsüz ve itici.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)
Fiction générale2. Hikaye Geç Gelen Aşk'tan tanıdığımız Berzan Devran'ın yeni aşkının hikayesi. Berzan Devran; Devran Aşiret'inin kara kaşlı, kara gözlü, esmer, yakışıklı ağası. İstanbul'un sayılı mimarlık firmalarından birinin patronu. Katı görüntüsünün altında r...