26.BÖLÜM

15.8K 948 204
                                    

İlk defa bir uçuş bitmek bilmemişti. Resmen o kadar koşturmaya rağmen sanki yıllarca sürmüştü. İstanbul'a inince bir rahatladım bir mutlu oldum anlatamam.

İnişten önce makyajımı çıkarttım. Sonra sodayla yüzümü yıkadım ve tekrar makyaj yaptım. Parfümümü tazeledim. Uçaktan inerken uçak kokusu üzerime siniyormuş gibi gelir her zaman.

Bizi terminal binasına götürecek araca bindiğimde kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Tüm ekip aynı anda çıkışa gittik veee o ne? Bir adet Göksel arabasına yaslanmış tüm karizmasıyla karşımda duruyor. Ama bunun uçuşumdan nasıl haberi oldu? Berzan? Of adam karşıdan buraya beni almaya gelecekti ki şu anda geldi. Arabanın kapısını açtı arabadan indi. Gelme Berzan n'olursun gelme. Göksel Ağabeyimle beni papaz etme.

— Aaa Göksel Ağabey sen nereden böyle? Dedim elimle de arkadan Berzan'a git git yapıyordum ama tabii kendisi empati yoksunu bir kütük olduğu için anlamadı ya da anlamamazlığa geldi. Yanımıza geldi elini uzattı;

— Merhaba Göksel. Görkem ile tanıştım ama seninle sadece bir kere stantta karşılaştık o kadar. Ben Berzan Devran hatırlamıyor olabilirsin. Devran holding başkanı aynı zamanda Perihan'ın erkek arkadaşı, dedi.

Yutkundum. Bildiğim bütüün duaları okumaya başladım. Hani yer yarılsa da ben içine girsem. Bir rüzgar çıksa beni alııp götürse. Ya da bir hortum ne güzel olurdu.

Göksel'in mavi gözleri laciverte dönerken ki bu kavgadan önceki son çıkış biliyorum çünkü tecrübe ile sabit. Defalarca kavga ederken şahit oldum. Bi sal beni Berzan bi sal. Bırak ben zemini hazırlayayım. Sonra yumuşak yumuşak tanışın. Ama yoook adam ekşın istiyor, olay çıksın, ben çıldırayım adamın bütün emeli ve arzusu delirmiş bir Perihan görmek.

Araya girme ihtiyacı hissettim. Yoksa ben kendi kendimi yerken Göksel Berzan'ı yiyecekti. Tamam adam ağa mağa ama bizimki direk manda.

— Ağabeyciğim hani sana anlatmıştım ya? Dedim en şirin şebek halimle. Böyle tatlış tatlış, minnoş minnoş ama o gözler bana döndüğünde siyahın elli tonuydu. Yutkundum.

— Perihan arabaya geç, diye kükredi. Ah sıçtım. Sağ ol Berzan yaktın beni.

— Ağabeyciğim bak şimdi....

— Perihan arabaya dedim. İkiletme ağabeyciğim, dedi Berzan'ın yüzüne bakarken dişlerinin arasından. Sonra da devam etti.

— Bak Berzan Bey senden kardeşim bana daha önce bahsetmedi. Erkek arkadaşı olabilmen için önce seni bana Perihan'ın anlatması gerekir. Sonra resmi bir ortamda tanıştırılmalıyız. Şimdi sen sadece Berzan Devransın o da Perihan Aydın. Müsaadenle kız kardeşimle konuşacağım, dedi ve orada yalı kazığı gibi dikilen beni kolumdan tutup arabaya oturttu.

Berzan'ın yüzüne bakmadan arabanın önünden dolanıp şoför koltuğuna oturdu. Spor arabasının lastiklerini yakarcasına pati çekerek arabayı kaldırdı. Havaalanı inledi. Çok utandım.

— Perihan bu ne demek oluyor? Benim bundan ne zaman haberim olacaktı? Diye sordu hırsla.

— Ağabey bak yanlış anladın. Aslında Berzan yanlış anlattı. Şimdi biz seninle İzmir'den beri görüşemiyoruz ya ondan. Bak valla Görkem Ağabeyim biliyor, deyince sakinledi. Arabayı yavaşlattı ve bana dönüp;

— O biliyor ve ben daha bilmiyorum öyle mi Peri. Kırdın kalbimi şimdi, dedi ki gerçekten kırıldığını biliyordum. Çünkü hayatımda olup biten her şeyi önce o öğrenirdi. Şimdi Görkem'in öğrenmiş olması onu acayip üzmüştü.

— Ama sen boşuna trip atıyorsun şimdi. Gerçekten bak. Her şey çok ani oldu, dedim ve İzmir'den başlayarak tüm hikayeyi bir nefeste anlattım. Görkem Ağabeyimin verdiği tepkileri falan her şeyi. Bir tek onda kalmamı anlatmadım ama onunla görüştüğümüde saklamadım.

BU DEFA B'aşk'A (#Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin