İyi okumalar...
**********
Sabah bağırışma sesleriyle uyandım. Gözlerimi açtığımda birbirlerine terlik atan İrem ve Hilal'i görmeyi beklemiyordum.
Bir dakika... Terlik mi?
Bunlar sabah sabah kafa mı buluyorlar acaba? Terlik nedir yani, Türk annesi misiniz siz? Tamam, Türk'sünüz ama anne değilsiniz.
Tam onlara neden böyle gereksiz bir işe kalkıştıklarını soracaktım ki kafama bir terlik isabet etti.
"Ahhh!! Kafam!!!" dememle bütün dikkatleri üstüme çekmem de bir olmuştu.
Hilal ile İrem bana korku dolu gözlerle bakıyorlardı. Tabii daha önce Aras beni düşünce okuma konusunda sinirlendirdiğinde tavrımı görmüş, haliyle de korkuyorlardı.
O zaman verdiğim tepki ise şimdi vereceğim yanında bir hiçti.
Bakışlarımı Hilal ve İrem üzerinde dolaştırıp sakin bir şekilde, "Bu terliği hanginizin attığını öğrenebilir miyim?" dedim.
Bunun fırtına öncesi sessizlik olduğunu odadaki herkes biliyordu. Ama sanırım benim patlamamı istiyorlar çünkü cevap vermediler.
"Cevap alamadım."
Ben böyle diyince İrem elini kaldırıp "Ben atmış olabilirim." dedi.
Cidden, İrem hep ağırbaşlı bir kız gibi duruyordu. Bunu ondan beklemezdim.
Ben de yapmacık bir şekilde gülüp, "Sonuçlarına katlanacaksın o zaman İremciğim." dedim.
Bunu söyledikten sonra da İrem'in kafasına ilk önce terliği, sonra da yastığı atmam bir oldu.
Ardından bununla yetinmeyip yanına gittim ve kafasına bir tane geçirdim.Hiç "Acımasızsın." diye düşünmeyin. Hak etti.
Ben zaferle birlikte sırıtırken, İrem kafasını tutuyordu.
Çok mu acıdı ki? Ayy, neden o kadar sert vurdum ben? Kızın kafası gitti...
Ben bunları düşünürken beynimin içinde bir ses yankılandı.
-Kafam çok acıdı yaa... Ama sanırım hak ettim. Yine de bir daha Alesya'yı sinirlendirmemem gerektiğini aklımın bir köşesine not edeceğim.
Hayır, bu iç sesim değildi. Aras ise hiç değildi. Bu ses... İrem'in sesiydi.
İyi de İrem dışından hiçbir şey söylemedi. Ben onun düşüncelerini mi okudum yani? Ama bu... İmkansız.
Gerçi imkansız sayılmaz. Bazı kişilerin birden fazla gücü olabiliyormuş ama bende bu şans varken böyle bir şeyin olması kesinlikle mümkün değil.
En iyisi kafaya takmamak.
Düşündüğümün mantıklı olduğuna karar verip İrem ile Hilal'e döndüm.
"İrem çok mu acıdı? İyi misin?"
"Çok iyiyim Alesya. Hatta o kadar iyiyim ki şu an kafamda filler tepiniyor."
"Özür dilerim."
İrem bu halime dayanamamış olacak ki,
"Tamam, affettim ama o nasıl bir vurmadır? Kursa falan mı gittin?" dedi."Aslında iki yıl tekvando kursuna gitmiştim."
"Neden bu kadar sert vurduğun anlaşıldı."
Bunu Hilal demişti. Bense sadece gülümsemekle yetindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIA
FantasíaHer şey o gizemli kitabı bulmamla başladı... *********** Buradan çıkıp kaçmalıydım. Hem de hemen! Bu yüzden mağaranın çıkışına yöneldim. Fakat çıkışa yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Kafamı yavaşça mağaradan çıkarırken gördüğüm şeyle gözlerim büy...