İyi okumalar...
**********
Sabah gayet normal bir şekilde gözlerimi açtım. Yatağımda pozisyonumu milim bozmadan odada göz gezdirdiğimde kızların hala uyuduğunu gördüm. Saate baktığımda çok erken uyandığımı fark ettim. Tabii geri uyuyamayacağım için bu beni biraz üzmüştü.
Battaniyemin içerisinden çıktığım gibi sessizce koşarak açık olan pencereyi kapatmaya gittim. O birkaç saniyede bile buz tuttuğumu hissetmiştim hücrelerimde. Sonbaharın ortasında gece ne diye pencereyi kapatmadan uyumuştuk ki biz?
Bunu sorgulamayı bırakıp omuz silktim ve banyoya girdim. Banyodan çıktığımda elim tam okul kıyafetlerime gidecekti ki duraksadım. Annemlerin odasına gitsem iyi olacaktı. Dün yarışma işi falan derken onlarla fazla ilgilenememiştim. Hazır erken kalkmışken değerlendireyim değil mi?
Odadan çıkıp yine sessizce kapıyı kapattım. Koridorda yürürken aklıma uyuyor olma ihtimalleri geldi ama boş verip yürümeye devam ettim. Eğer öyleyse geri dönerdim. Hem spor olmuş olurdu ne güzel. Gerçi hayatımda yeterince spor yerine geçecek aktivite vardı -misal yumruklar, uçan tekmeler- ama konumuz bu değildi.
Kapılarının önüne geldiğimde elimi kulpa götürmüş döndürecektim ki birden açılmasıyla yerimde sıçradım ve olası bir çığlığımı bastırmak için elimi ağzıma kapadım.
"Abla!? Pat diye niye açıyorsun kapıyı ya? Ölüyordum burada korkudan. Arkandan gelen ışığı beyaz ışık falan sandım zaten..."
Açık kapıdan gördüğüm kadarıyla annemler uyuyordu ve fısıldayarak ablama bunları söylemiştim. Daha doğrusu söylemeye çalışmıştım.
İlk önce gözlerini pörtletip baksa da sonra benim bu tepkilerime alışık olduğundan hemen toparlandı ve kapıyı arkasından çekti. Beni de koridora hafifçe ittirmesiyle ikimiz de koridordaydık.
"Sana da günaydın ablacığım. Ayrıca ne beyaz ışığı? Dünki yarışmada gözlerine bir şey mi oldu acaba?"
"Ay hiç sorma ya. Bana bir şey olmadı da. Dün yarışmada neler oldu bir bilsen."
Tek kaşını kaldırıp merakla bana baktığında her şeyi öğrenmek istediğini anlamıştım.
Yarışma dün o okuldayken olmuştu bu yüzden izleyememişti. Koluna girip onu yanımda sürükledim. Bir yandan da olanları anlatıyordum. Bahçeye çıktı ve tenha bir yerde banka oturduk.
Anlatmayı bitirip derin bir nefes aldığımda bir süre şaşkınlıkla dursa da taramalıya bağladı sonra.
"Ben o Emre denen çocuğu başta çok sevmiştim ama şimdi hem söylediği yalanlar hem de bu Aras olayı... Ama tabii ki Aras'ı daha çok sevdim. Çok iyi biri. Ona nasıl öyle şeyler yapabilmiş? Hiç de böyle birine benzemiyordu oysaki."
Üzgün bir surat ifadesiyle başımı salladım.
"Ama Aras öcünü fena aldı dün. Görmeliydin abla."
"Keşke ya. Hem sen de kazanmışsın bakıyorum. Ee tabii kimin kardeşisin kazanacaksın elbette."
Ona "Ben uzaylıyım." demiş gibi bir bakış attım.
"Ablacığım hani senin böyle özel güçlerin falan yok, bizim senle kardeş olmamızın da bunda pek etkisi olduğunu sanmıyorum."
Yüz ifadesine gülmemek için dudağımın içini ısırıyordum. Şu an bir kardeş kavgası için hiç uygun değildi.
Biraz daha havadan sudan sohbet ettik böyle. Onunla konuşmayı, onu ne kadar özlediğimi yeni fark ediyordum sanki. Ama bir anda ablamın dediği şeyle şaşırmama engel olamadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIA
FantasyHer şey o gizemli kitabı bulmamla başladı... *********** Buradan çıkıp kaçmalıydım. Hem de hemen! Bu yüzden mağaranın çıkışına yöneldim. Fakat çıkışa yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Kafamı yavaşça mağaradan çıkarırken gördüğüm şeyle gözlerim büy...