19. Bölüm

963 73 0
                                        

İyi okumalar...

**********

Telefon çaldı... Çaldı... Ve çaldı...

Ama açan olmadı.

Büyük bir umutla ve heyecanla annemi aradım fakat telefonun açılmadığı her saniye içimdeki umut giderek azaldı ve sonunda yerini hayal kırıklığına bıraktı.

Annem bu saatlerde evde olmalıydı. Telefonu da genelde sessizde olmazdı. Yani telefonu bilerek açmamıştı.

Telefonu kulağımdan indirdim ve bana garip bakışlar atan dokuz çift göze teker teker baktım. Sonra ise gözlerimi kucağıma çevirdim.

İçimde büyük bir ağırlık hissediyordum. Daha doğrusu sıkıntı... Ya da üzüntü. Ama en çok hayal kırıklığı. Sanki içimde bir şeyler kopmuştu.

Açmamıştı. Belki de kızının sesini duymak istememişti. Ama neden? Bilmiyordum. Tek bildiğim şey aradığıma pişman olduğumdu. Aramamalıydım işte! Bu kendimi üzmekten başka bir işe yaramamıştı.

Belki çok abartıyorumdur, bilmiyorum. Bir telefonu açmadı diye bu kadar üzülmem normal mi onu da bilmiyorum.

"Açmadı..." diye mırıldandım sessizce.

Ardından sessizliğe büründüm.
Bu sükunet bulaşıcıymış gibi kimse konuşmadı.

Hepsi üzgünce bana bakıyordu.
Ama bu sırada benim içimde bir duygu daha alevlenmişti: öfke.

Ben onların kızıydım! "İnsan bir merak eder, arar." dedik boş çıktı. "Belki bir şey olmuştur da o yüzden aramamışlardır, biz arayalım." dedik o da boş çıktı.

Benim hiç mi değerim yok?! Alt tarafı bir merak edip arayacaktınız. Hiç olmazsa birazcık zahmete girip o telefonu açacaktınız. Bu kadar mı zor?! Bu kadar önemsiz miyim!?

Allah'ım delireceğim ya!!!!

Son bir umut -ne kadar açılmayacağını bilsem de- babamın numarasını tuşladım.

Çalıyor...

Ve yine aynı şekilde çaldı... Çaldı... En sonunda da o "Dıt!! Dıt!!" sesi ve cevap yok.

Gerçekten benden kurtulmaya bu kadar meraklılar mıymış?! Çok sevindiler herhalde evden gitmeme! İnanamıyorum. Beni aramalarıma bile bakmayacak kadar değersiz gördüklerine inanamıyorum.

İşin tuhaf yanı, şu an gülmek istiyordum. Bunun sebebi de çok sinirlenmemdi.

Çünkü ben sinirlenince gülen insanlardandım. Gerçi ilk önce güler, biraz zaman geçtikten sonra da tek başıma bir köşeye çekilip ağlardım.

Ama gülme huyumdan nefret ediyorum. Çünkü birisiyle tartışırken karşındaki kişi güldüğün için konuyu ciddiye almadığını düşünüyor ve daha çok sinirleniyor. Orantılı olarak sen de sinirleniyorsun.

Ama şu an tuhaf huylarımla uğraşacak durumda olmadığımdan kendimi daha fazla tutamadım ve gülmeye başladım.Hatta bir ara gözlerimden yaş gelecekti.

Ada, Rüzgar ve Aras haricindeki herkes bana "Değişik misin?" bakışları atıyordu.

Tabii, Ada ile Rüzgar bu huyumu bildiklerinden alışmışlardı ve genelde güldükten sonra sinirlenip patladığımı bildikleri için bana endişeyle bakıyorlardı.

Aras ise büyük ihtimalle yine düşüncelerimi okumuştu ama şu an ona sinirlenecek durumda da değildim.

Nihayet gülmemi bastırabildiğimde yüzüme buruk bir tebessüm yerleşti.

ARIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin