39. Bölüm

525 51 19
                                    

İyi okumalar...

**********

"Nasıl güçlerin yoktu yahu? Benim hala aklım almıyor."

Kuzey'e düşünceli gözlerle baktım. Bugün bunu herkesin onuncu soruşu falandı ama bir şey diyemiyordum. Haklılardı. Ben de kendime bunu defalarca soruyordum.

Övünmek gibi olmasın ama Alesya Özdinç yani Aria yani o tüm güçleri ve elementleri kullanabilen ben, nasıl oluyordu da güçlerim işe yaramıyordu?

Tamam, şu an güçlerim sağ salim benimleydi. Ama o bir hafta içerisinde ucundan bile olsa kullanamamıştım. Ve bu korkutucuydu. Bu durum ileride bize çok dezavantaj sağlayabilirdi sebebini öğrenmez ve önüne geçmezsek. Üzerinde bu kadar durmamızın sebebi de buydu zaten.

Şu an ise bizim tayfa olarak bahçede oturmuş sohbet ediyorduk. Doğal olarak konumuz yaşadıklarımdı.

"Kuzey, yüz kere anlattım ya. Gözlerimi açtığımda yoktu işte. Hiçbiri. Sonra okula dönünce ise geri gelmişlerdi."

"Peki sebebi ne olabilir? Bir tahminin var mı?"

İrem'e çevirdim gözlerimi.

"Aslında... Bir tahminim var ama size çok uçuk ve saçma gelebilir."

Merakla gözlerini belertip bana baktılar.

"Ben o odada bir şey fark ettim. Bileğimde garip bir bileklik vardı. Üzerinde bir taş olan bir bileklik."

Ne kadar da "bir" li cümlelerdi bunlar...

"Bence o bilekliğin güçlerimi kullanamamamla bir ilgisi var. Mesela ormanda uyandığımda bileğimde yoktu. Ve güçlerimi kullanabiliyordum."

Hepsi kalakalmıştı. Sanırım daha afili bir şeyler bekliyorlardı.

"Bilekliğin senin olmadığına emin misin?"

Bu saçma soruyu soran Hilal'e öyle bir baktım ki sorduğuna pişman oldu.

"Hilal, güzelim benim. Benim bilekliğim olsa niye şüpheleneyim? Sabah kahvaltıda beynini ekmekle mi yedin sen?"

Dudaklarını büktü. "Ya tamam. Fark ettim saçmaydı. Uykumu alamadım gece pek, ondan böyleyim."

Ben omuz silkmekle yetinirken Aras konuştu.

"Bence doğru düşünüyorsun. Büyük ihtimalle onunla alakalıdır fakat ben şu taşa takıldım. Asıl olay o bence. Nasıl bir taştı?"

"Hani şu değerli taşlar olur ya? Bileklik, kolye falan yapılan. Onlara benziyordu."

Kafasını salladı.

"Böyle anca tahmin etmekle yetiniriz. Emin olmak istiyorsak bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?"

Hakan'a baktım bu sefer. Doğru diyordu da daha yeni bir sürü aksiyon yaşamıştık. Hem ne yapabilirdik ki? Tehlikeli olmadan hem de.

"Emre ile konuşmaya ne dersiniz? Artık bize bir şeyleri açıklamalı bence."

Bu teklife balıklama atladım hemen. Yapılacak en mantıklı şey falandı.

"Hay kafanı seveyim Ada. Kesinlikle bunu yapacağız."

Bana ukala bir sırıtışla baktı.

"Ne sandın canım? Bir de en akıllınız olduğumu söylüyorum inanmıyorsunuz."

"Egonu çek de kendini görelim Zeynep."

Kuzey gözlerini devirerek söylemişti bunları.

"Ya Kuzey, senin bana garezin ne? Hayır anlamıyorum, her söylediğim şeye bir atlamalar falan?"

ARIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin