İyi okumalar...**********
Oturduğum çimenlerin üzerinde hemen Aras'a doğru yaklaştım ve bileklerine daha dikkatli baktım.
Bu kesinlikle düşündüğüm şeydi!
Aras'a da Ada ve Kuzey'e olan şey oluyordu!Aras'ın ağzından bir "Ahh!!!" sesi çıktığında endişeyle yüzüne baktım.
Canının ne kadar çok yandığını tahmin etmek zor değildi. Yüzünü buruşturmuş ve dişlerini sıkıyordu.
Onu ilk defa böyle görüyordum... O çoğu zaman duygularını belli etmezdi. Tabii ki de soğuk ve duygusuz bir kişiliği yoktu ama Ada ya da Kaan gibi her hissettiği şeyi dışarı yansıtmıyordu.
Aslında ben de öyleyim. Bazen -tabii ki samimi olduğum kişilerin yanında- deli dolu bir kız olup çılgınlıklar yapsam da çoğu zaman duygularımı içimde yaşarım. Fakat böyle söylüyorum diye öyle küçüklüğünde çok acılar yaşamış birisiyim sanmayın. Benim de her sıradan kız gibi normal bir hayatım var işte.
Ah, pardon! Artık sıradan hayat yaşayan, normal bir kız değilim. O kitabı bulmamdan sonra her şey değişti.
Aras'ın ağzından bir acı nidası daha koptuğunda irkilerek kendime geldim. Başımı iki yana salladım ve aklımdaki düşüncelerden kurtulup kafamı toparlamaya çalıştım.
Manyak mıyım neyim ben? Şu durumda bile neler düşünüyorum?
-Bence de öylesin! Manyak olduğundan eminim şu anda! Bana bön bön bakmayı kesip bir şey yapacak mısın artık!?
Bu sesin sahibi Aras'tan başkası değildi. Ve kesinlikle çok haklıydı.
Herhalde konuşacak hali olmadığı için beni zihin yoluyla kibar(!) bir şekilde uyarmıştı.
Şimdi Aras'ın ya da benim kişiliklerimizi analiz etmenin sırası değildi. Hem de hiç değildi.
Bir şeyler yapmalıydım. Kuzey'de denediğim şey o zaman işe yaramamıştı ama geçen sefer de söylediğim gibi, denemekten zarar gelmezdi.
"Aras sakin ol tamam mı? Şimdi acını azaltmaya çalışacağım. Eğer işe yaramazsa Emir hocanın yanına gideriz."
"Öyle 'Sakin ol.' demesi kolay. Ne yapacaksan yapsan diyorum artık!"
Son cümlesinde sesini yükseltmişti. Tamam acı çekiyorsun anlıyorum da bana patlamana ne gerek var?
Ben de her zamanki gibi altta kalmadım ve "Abartma! Alt tarafı bileğinde küçük bir kızarıklık var." dedim.
Tam bunu dediğim anda kalbimde bir acı hissettim. Elim refleks olarak kalbimin üzerine giderken bir an nefes alamadım.
Bu öyle böyle bir acı değildi. Sanki kalbime bıçak saplamışlar gibi... Acısından hareket bile edemiyordum.
Aras ise her ne kadar canı yandığı için kıvransa da bana laf yetiştirmeyi ihmal etmedi.
"Alesya hayatımda senin kadar inatçı bir kız görmedim. Bir lafın altında kalsan ölür müsün? Şu durumda bile bana laf yetiştirme derdindesin."
Ben ise onun dediklerinden çok kalbimdeki acıyla ilgileniyordum. Sanki ilk anda nefesimin kesilmesine inat, şimdi kalbim atlı koşturuyormuş gibi hızlı atıyordu. Derin derin nefesler alarak acının azalmasını bekliyordum ama nafile...
Yine de Aras'a cevap verdim.
"Sanki sen çok farklısın."
Sesim çok kısık ve can çekişiyormuş gibi çıkmıştı. O kadar kısıktı ki ben bile zor duymuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIA
FantasyHer şey o gizemli kitabı bulmamla başladı... *********** Buradan çıkıp kaçmalıydım. Hem de hemen! Bu yüzden mağaranın çıkışına yöneldim. Fakat çıkışa yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Kafamı yavaşça mağaradan çıkarırken gördüğüm şeyle gözlerim büy...