30. Bölüm

795 61 15
                                    

İyi okumalar...

**********

Yazarın Anlatımıyla

Günlerden neydi? Saat kaçtı? Hava bulutlu muydu yoksa yağmurlu mu? Belki de güneşliydi. Hala Antalya'dalar mıydı? Veya başka bir şehre mi götürülmüşlerdi?

Peki ya Alesya... Çok sevgili kızı iyi miydi? Onu da bulmuşlar mıydı? İçinden bunun olmaması için dua ederken "Ya buldularsa? Ya ona bir şey yaptılarsa? Şimdi nasıl acaba? Hala okulda mıdır ki? Bu insanların elinde olmasındansa okulda olması yüz bin kat iyidir." diye içinden geçirdi.

Kaçırıldıkları günden beri düşündüğü şeylerin sadece birkaçıydı bunlar Pelin Hanım'ın. Anneydi sonuçta. Ne durumda olursa olsun aklı hala kızındaydı.

Kaç gündür bu eski, rutubet kokan ve neredeyse hiç ışık almayan yerdeydi? Hareket etmeye çalıştıkça gıcırdayıp duran tahta zemin artık sinirlerini bozmaya başlamıştı. Kendisini zor taşıyacak durumda, kırıldı kırılacak bir sandalyenin üzerinde ve arkadan elleri bağlı bir şekilde oturuyordu.

Uzun süredir yemek yemeyi bırakın, doğru düzgün su bile içmemişti. Gerçi onları kaçıran çok düşünceli(!) şahıslar yemeleri için bir şeyler ve yanında da su getirmişlerdi birkaç kez.

Ancak menüde sadece küflenmeye başlamış ekmek ve yanında tarihi geçmiş bir konserve dolusu kuru fasulye olunca doğal olarak yemek istememişti. Sağlığı yeterince bozulmuştu ne de olsa.

Suya gelirsek de boş midesi bir süre sonra bulanmaya başladığı için tek seferde en fazla bir, iki yudum içebilmişti ki su da çok temiz sayılmazdı.

Başını yan tarafına doğru çevirdiğinde onun gibi halsiz duran eşiyle göz göze geldi. İlk yakalandıkları zaman eşi o insanlara engel olmaya çalışmıştı ama nafile... Ne yazık ki hiçbir şey yapamamıştı.

Nasıl olduğunu anlamadıkları bir biçimde bedenleri kendi kontrollerinden çıkmıştı ve hareket edememişlerdi. Ardından gelenler de onları oyuncak bebek gibi alıp arabalarına taşımışlardı.

O sırada evde büyük kızları Açelya da olduğu için haliyle o da anne ve babasıyla birlikte bu depo gibi yerdeydi.

Hepsi neden kaçırıldıklarını, bu insanların kim olduğunu ve onlardan ne istediklerini merak ediyorlardı ama maalesef ki şu ana kadar alabildikleri bir cevapları yoktu.

Pelin Hanım ise daha çok bu olayın neden Alesya'nın yatılı okula gitmeye karar verdiği ve müdürün onları bilgilendirip Alesya'ya eşyalarını gönderdikleri günden iki gün sonraya denk geldiğini düşünmüştü.

Alesya'nın birden fen lisesinden vazgeçip başka bir okulda yatılı kalmak istemesi elbette üçüne de tuhaf gelmişti ama bir şey dememişlerdi.

Diyecek olsalar da vakit mi olmuştu gerçi...

Sonrasında da az çok bir sonuca ulaşabilmişti zaten. Ardından da bu insanların Alesya ile ilgisini düşünmeye başlamıştı.

Erkan Bey tam emin olmasa da en azından bir buçuk haftadır bu kırık dökük odada olduklarını düşünüyordu. Acaba Alesya aramadıkları için onları merak etmiş miydi?

Açelya ise çok başka alemlerdeydi. Rüzgar ve Ada da Alesya ile aynı okula yatılı olarak başlamışlardı. Kayıt işini ailelerine müdür haber vermişti.

Sonrasında Rüzgar ailesiyle konuşmuş ve bazı şeylerden bahsetmişti. Muhtemelen Ada da bunu yapmıştı. Onların Alesya ile konuşmaları nasip olmasa bile Açelya kaçırılmadan önce Rüzgar'ın abisi Alper ile kardeşleriyle ilgili sohbet etmişti.

ARIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin