FİNAL

835 36 100
                                    

Upuzun bir bölümle karşınızdayız. Umarız sıkılmadan okursunuz. ♡

Bunu yazmak her ne kadar üzse de... Son kez, iyi okumalar...

**********

"Bu kadarı fazla oldu artık çocuklar. Emre ve Hande'nin iyi bir derse ihtiyacı var. Bu yaptıkları yanlarına kalamaz."

Emir hocaya kesinlikle hak veriyordum. Gına gelmişti Emre ve Hande'nin bize yaptıklarından.

Mağaradan çıktıktan sonra soluğu Emir hocanın yanında almıştık ve anlattıklarımıza tepkisi de bu olmuştu.

Bizse hala Kemal'in ölmesinin şokunu atlatamamıştık. Her ne kadar çok iyi birisi olmasa da sonuçta biri ölmüştü ve ölüm hiçbir zaman kolay kavranılan bir şey olmamıştı.

Acaba onu kim öldürmüştü? Yoksa bu da mı Sahra'nın işiydi? Emre bunu öğrenince ne tepki verecekti?

Makinenin mağarada olduğunu öğrenmiştik ama bundan sonra ne yapacaktık? Kafamdan dumanlar çıktığını hissederken biraz dinlenmemiz gerektiğini fark ettim.

Arkadaşlarım ve Emir hoca da benimle aynı fikirde olacak ki hiç kimse konuşmayı çok uzatmadı. Emir hoca da bizi fazla tutmayıp odalarımıza gönderdi.

Ancak biz akşam yemeğini yemediğimiz için açlıktan ölüyorduk ve bu halde asla uyuyamazdık.

Bu yüzden doğruca kantinin yolunu tuttuk. 7/24 açık bir kantinimizin olması hayattaki en büyük şansımız olabilirdi.

Kantinde karnımızı bir güzel doyurduktan sonra bugün yaşadıklarımızın ağırlığına ve yorgunluğumuza yenik düşerek uyumak için odalarımıza dağıldık.

Uykuya dalmadan önce ise kafamda şu soru dolaşıyordu: Acaba Emir hoca "Emre ve Hande'nin iyi bir derse ihtiyacı var." derken neyi kastetmişti?

**********

Bugün cumartesiydi. Bu yüzden çok mutluydum. Dünki olayların üzerine bir de okul, sınav falan hiç çekemezdim. Gerçi pazartesi sınavlarımız kaldığı yerden devam edecekti ama bu şimdilik sorun değildi. İki gün iki gündür sonuçta.

İlk önce kızlarla yemekhaneye gidip güzel mi güzel bir kahvaltı yaptık. Araslar nerede diye soracak olursanız onlar bugün erkenden kalkıp kahvaltı etmişler. Şahsen ben bunu duyduğumda şok olmuştum. Onlar ve cumartesi sabahı erken kalkmak? Garip...

Ama çok sorgulamamıştık. Yemekhanede işimiz bittikten sonra kendimizi bahçeye attık. Dün olanları konuşmanın zamanı gelmişti.

"İrem, ben telefonumu odada unutmuşum. Bizimkileri arayıp nerede olduklarını sorsana bi'."

İrem dediğimi yaptıktan sonra öğrendik ki bizim her zaman oturduğumuz yerdelermiş. Vakit kaybetmeden oraya ilerledik.

"Selam gençler."

Hilal'in enerjik sesiyle birlikte bizim beşlinin bakışları bize döndü. Kaan korkuyla yerinde sıçrarken Hilal'e döndüp kızgınca konuşmaya başladı.

"Ya Hilal manyak mısın? Ne diye aramıza hoca girişi yapıyorsun? Sesin de zaten bizim hocalardan birine aşırı benziyor. Kadını rüyamda da gördüm. Sınavından düşük aldım diye beni 365 yerimden bıçaklayıp ormana atıyordu. Ödümü kopardın."

Kaan'ın söylediklerinden sonra kendimi tutamayıp kahkaha atmıştım. "Alemsin Kaan ya."

Bu arada kızlarla bankta onların yanına kurulmuştuk bile.

Aras sıkıntılı bir nefes verip arkasına yaslanınca bakışlarımız ona döndü."Kaan böyle kabustan hallice olan rüyasını anlatınca aklıma dünki olaylar geldi. Acaba ordan hemen kaçarak doğru mu yaptık biz?"

ARIAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin