Multimedya: Kızların okul forması. (Formayı fotoğraftaki çanta olmadan ve eteği diz boyunda gibi düşünün.)İyi okumalar...
**********
Hep beraber biraz daha bahçede oyalanmış, sohbet etmiştik.
Tabii arada ufak tartışmalar da yaşanmıştı ama hepsi de bizim bütün bahçeyi inleten kahkahalarımızla sonlanmıştı.
İçimizden biri çıkıp da "Hadi yemek yemeye gidelim öğlen olmuş." demeseydi daha ne kadar sohbet ederdik Allah bilir.
Bizimkilerleyken zaman öyle hızlı geçiyordu ki şaşırıp kalıyordum. Galiba gerçekten buraya alışmaya başlamıştım.
Bu arada o "Yemeğe gidelim." diyen kişinin kim olduğunu tahmin etmişsinizdir.
Tabii ki Kaan.
Gerçekten dışarıdan bakan birine Kaan'ın bu kadar yemek yediğini söylesek, delirdiğimizi düşünürdü.
Gerçi ben de biraz(!) fazla yiyor olabilirim ama Kaan... Neyse işte anladınız siz.
Ha bu arada pek o şekilde söylemedi yemeğe gitme meselesini.
O daha çok "Hadi millet! Kırk saat geçti biz hala burda oturuyoruz. Acıktım, acıktım! Gidelim karnımızı doyuralım. El insaf yahu! Bakın midem sinyal veriyor. Başım dönüyor, içimi bir sıkıntı kaplıyor, nefesim daralıyor, dünyam kararıyor..." diyerek hepimizin kızgın bakışlarının hedefi olmayı tercih etti.
Gerçi Hakan kafasına bir tane geçirmeseydi, daha devam da edecektik.
Sonuç: bizim kahkaha atmaktan yerlerde yuvarlanmamız, Kaan'ın da bize kızgın kızgın bakması.
Sonunda ise Kaan'ı dinleyip yemeğe gitmiştik.
Öğleden sonramız da şaşırtıcı derecede sakin geçmişti.
Oysaki ben yine bir macera bekliyordum. Mesela uçurumdan düşmek, gizli geçitler bulmak, saldırıya uğramak, kavga çıkması, deprem olması falan filan.
Ahh!! Sanırım iyi değilim ben. Buraya geldiğimden beri iyice anormalleştim.
Neyse ben anlatmaya devam edeyim.
Ben şu an ne mi yapıyorum?
Son derece sakin geçen bir günün ardından yatağıma uzanmış günlüğüme bugün yaşadıklarımı yazıyorum.
Günlük demişken şunu da söylemeden geçmeyeyim. Odaya girdiğimizde kızlardan sırt çantamı almıştım. Ve sırt çantamı açtığımda içinde günlüğümü görmüştüm.
Aslında evden çıktığım gece yanıma günlüğümü almadığımı sanıyordum ama sonradan aklıma geldi ki günlüğüm zaten sırt çantamın içindeymiş. Ben o telaşla fark etmemişim ve çantamda kalmış.
Hazır günlüğümü görmüşken de son günler de yaşadıklarımı yazmak istedim.
Gece saat 12 falan, yarın okul başlayacak ama ben daha uyumadım.
Daha doğrusu uyuyamadım.
Bir türlü uykum gelmedi. Yatakta dönüp durdum. Hatta bir ara kuzuları bile saydım ama nafile.
Sanırım yarın okulun ilk günü olduğu için heyecan yaptım. Her ne kadar heyecan yapmak istemesemde bu elimde değil ki. Böyle bir okula ilk defa geliyorum ve şu son günlerde yaşadıklarıma bakılırsa daha çok şey yaşayacak ve öğreneceğim.
Sıkıntılı bir nefes verdim ve kapattığım günlüğümü kızları uyandırmamak için sessizce çekmeceye koydum.
Canım arkadaşlarım, yatağa kafalarını koydukları gibi uyumuşlardı ve beni düşüncelerimle baş başa bırakmışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARIA
FantasyHer şey o gizemli kitabı bulmamla başladı... *********** Buradan çıkıp kaçmalıydım. Hem de hemen! Bu yüzden mağaranın çıkışına yöneldim. Fakat çıkışa yaklaştıkça sesler artmaya başladı. Kafamı yavaşça mağaradan çıkarırken gördüğüm şeyle gözlerim büy...