12.

1.1K 58 24
                                    

🍷

"Nereye?"

Dudaklarından ayrılıp yataktan inerken böyle seslendi. Yüzümde masum bir tebessümle ona baktım. Dirseklerinin üstünde doğrulmuş, karanlığın içindeki hareketlerimi görmeye çalışıyordu.

Açık olan dolaba ilerledim. İki fular alıp yatağa geri dönerken oturmuş olduğunu gördüm. Yeniden yatağa tırmandım. Kendimi kucağına yerleştirdim. Dudaklarına küçük bir öpücük bırakırken omuzlarından yavaşça sırtı yatağa dokunana kadar ittim. Dudaklarımı kulağına taşıdım.

"Ellerini uzat." diye fısıldadım.

"Su Ji-..." itiraz etmeye hazırlanırken kulak memesini ısırdım. İtirazı inlemeye dönüştü.

İnlemelerini bu kadar kolay duyabileceğimi sanmıyordum. Seninle oynuyor. İç sesime kulağımı tıkadım. Yavaşça doğrulup bileğini kavradım. Şifon kumaşı bileğine bağlayıp diğer ucunu karyolanın demir başlığına bağladım. Aynısını diğer şifon fularım ile diğer eline yaptım. Yüzümde memnun bir ifadeyle ona baktım.

"Bunlardan kolayca kurtulabileceğimi biliyorsun öyle değil mi?"

Güldüm. Elimi pantolonunun belinde gezdirip işaret parmağımı yavaşça önündeki şişkinliğe getirdim.

"Durmamı istiyorsan devam et ve onlardan kurtul, Jae Bum."

Üzerinden kalkıp yatağın üzerinde dizüstü süründüm. Pencereyi örten tülü bir kenara çektim. Bu şekilde ay ışığının odama girmesine izin verdim.

Beni izleyen gözlerine bakarak dizlerimin üstünde geri geri gittim ve yeniden eski yerimi aldım. Biraz daha geri gidip dizlerinin biraz üstüne oturdum. Elimi pantolonunu zorlayan sişkinliğin üstüne koydum.

"Devam etmemi istiyor musun?"

Kafasını salladı.

Ay ışığının yansıdığı gözlerinde belirmeye başlayan öfkeyi görebiliyordum. İşler kontrolünden çıkmaya başladığında ve bu durumda ne yapacağını bilemediğinde öfkeleniyordu.

Ellerimi kemerine çıkardım. Yavaşça düğmelerini açtım. Geçen iki seferin aksine bu sefer ağırdan alan bendim, sabırsız olan ise oydu.

Bileklerindeki kumaş parçalarından kurtulup istediği gibi yapmamak için kendini zorladığını öne çıkan çenesinden ve sıktığı yumruklarından  anlayabiliyordum. Öyleki eklemleri beyazlamıştı.

Pantolonunu aşağı indirebilmem için kalçasını hafifçe yukarı kaldırdı. Elimi boxerının üstünden ereksiyonuna koydum. Yavaşça hareket ettirdim. Kafasını geri attı. Gittikçe elim onu daha sıkı kavradı. Yavaşça eğilip dudaklarımı örtülü erkekliğine dokunduğumda boğazından bir hırıltı kurtuldu.

"Su Jin..."

"Bana ne istediğini söyle Jae Bum."

Tereddüt etti. Onun tereddüt ettiğini görmek eğlenceliydi. Bir öpücük daha bıraktım. İç çekti, titrek bir nefesle.

"Dudaklarını çevresinde istiyorum."

Yavaşça boxerını aşağı çektim. Dediğini yaptım. Kendini istemsizce ileri ittiğinde geri çekildim.

"Ah! Durma."

"Bir daha yaparsan geri çekilirim."

Kafasını salladığında devam ettim. Kasıldığını hissedene kadar. Durdum. Dudaklarından bir küfür koptu. Dudaklarımda muzip bir gülümsemeyle yukarı tırmandım. Üzerine oturdum. İnce kumaştan temas eden sertlik bir an sersemletse de kendimi tuttum. Biraz daha ileri gidip kasıklarına oturdum.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin