lana del rey - love
🍷
Kulaklarıma uğultuların arasından mırıldandığı şarkı melodisi ve mutfaktan olduğunu düşündüğüm tıkırtıların sesleri geliyordu. Bedenime sardığım havluyu çıkarıp deri koltuğun üzerine bıraktım. Yatağın üzerinde daha önce çekimde giydiğimi hatırladığım siyah iç çamaşırı takımı ve neredeyse içinde kaybolacağım genişlikte oversize hoodie duruyordu. Bıraktıklarını giydim. Koltuğun üzerindeki havluyu banyodaki kirli sepetine bıraktım ve odaya geri döndüm.
Koltuğun üzerindeki çantamın içinden çıkardığım lastik ile saçımı topladım ve telefonumu elime alıp Ji Won'dan mesaj olup olmadığını kontrol ettim. Yoktu. Henüz kendine gelememişti. Telefonumu hoodienin cebine sokup odadan çıkıp koridorda yayılan kokuyu takip ederek mutfağa girdim.
Saçları hala ıslaktı. Üzerindeki beyaz oversize tişörtü omuzlarını ve sırtını ortaya çıkarmıştı. İçimdeki gidip sarılma isteğini bastırıp masaya gittim ve bir sandalye çekip oturdum. Sesle birlikte bana döndü.
"Yumurtanı çırpılmış mı seviyorsun yoksa göz yumurta mı?"
"Fark etmez. Sen nasıl seviyorsan öyle yiyelim."
Kafasını sallayıp ocaktaki tavaya iki yumurta kırdı ve üzerini bir tabakla kapattı. Sonra bana dönüp tabağı işaret etti.
"Bunu ailesi ile Tayland'da restaurant işleten bir arkadaşımdan öğrendim."
Anladım, der gibi dudağımda hafif bir tebessümle başımı salladım. Gözlerimi masada gezdirdim. Kimchi kızartması, kızartılmış jambon, kaselere paylaştırılmış pilav, küçük tencere içinde hazırlanmış ramen ve şimdi büyük bir tabakta masadaki yerini bulan göz yumurtalar. Gayriihtiyari dudaklarımı büzdüm.
"Seni kıskanıyorum." dedim, o da karşımdaki sandalyeye otururken.
Kaşlarını kaldırıp bana baktı.
"Neden?"
"Yemek yapabiliyorsun."
Ağzını açıp "Aaa." dedi ve gülümsedi. "Sen yapamıyor musun?"
Kafamı iki yana salladım.
"Her mutfağa girişim fiyasko ile sonuçlanıyor."
Kahkaha attı. O an kalbimin ezilmesi ile ağlamamak için dudağımı ısırdım. Kahkahasını sevdiğime karar verdim. Bir şeyi eğlenceli bulduğunda asla geri tutmadığı kahkahasını seviyordum. İçtendi, içime dokunuyordu.
Yemek çubuklarını bana doğrulttu.
"O zaman karşılığında sana yemek yapmayı öğreteceğim."
Gözlerimi kırpıştırdım.
"Neyin karşılığında?"
Bakıp güldü ve eliyle masadakileri gösterdi.
"Hadi soğuyacaklar, yemelisin."
Cevap vermemesine takılmadım, neyi kast ettiğini zaten biliyordum. Elime aldığım yemek çubukları çok ağır geliyordu. Üstelik kalbimin deli gibi atıyor olmasının sonucu olarak midem bulanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Holic | Jae Bum
Fanfiction⛔️ Bu hikaye cinsellik, şiddet, psikolojik şiddet ve diğer tetikleyici ögeler içerir. Bu tarz içeriklere karşı hassasiyetiniz varsa lütfen okumayınız. ⛔️ "Üzgünüm, gözlerimi senden alamıyorum." diye fısıldadı. Teninden yayılan parfüm kokusu, nefe...