42.

623 47 12
                                    

faith marie - nvm

🍷

Bir saate yakın süredir yoldaydık. Nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu, gitmekte olduğumuz istikamet Seul'un tamamiyle yabancı olduğum kısmına aitti.

Asfalt yoldan stabilize yola girip bir süre daha gittikten sonra sıra sıra dizilmiş ağaçların arasında ince asfalt ile örtülü yeni bir yola girdik. Yaklaşık üç dakika gittikten sonra karşımıza demir kapı ve hemen yan tarafta bir kulübe çıktı. Ben şaşkın bakışlarımı bu iki öge arasında gezdirirken Jae Bum yıllardır yapıyor olduğu şeyi yapıyormuş gibi torpido gözüne uzanıp kimlik kartına benzer bir şey çıkardı ve arabadan inip kulübeye ilerledi. Birkaç dakika sonra demir kapı aralandı ve Jae Bum koşar adımlarla arabaya geri döndü.

Kapıdan geçtikten sonra bir süre daha ince asfalt yolda ilerledik. Önümüze yavruağzı büyük bir bina çıktığında sağ tarafa dönüp tek tük arabanın park edildiği otoparka girdi ve arabayı park etti.

Arabadan inip beni bagaja dolandı. Peşinden indiğimde neredeyse vücuduma yapışan soğuk hava ile titredim. Elimdeki montu ona uzattım. Giymedi. Bunun yerine montu elimden alıp elimi tuttu. Derin bir nefes aldı ve yürümeye başladı.

Gözüme çarpan tabelaya arkamızda kalana kadar baktım.

"Geong Gi Ruh ve Sinir Hastalıkları Kliniği"

Aklımda soru işaretleriyle kliniğin beyaz zemininde danışmaya doğru ilerledik. Danışma masasının üstüne  doğru eğilip yaka kartında Kim Sun Yee yazan orta yaşlardaki kadına fısıldar gibi bir isim söyledi.

"Park Jun Hyun."

Kim Sun Yee irkilerek gözlerini önündeki bilgisayardan kaldırdı ve Jae Bum'a baktı. Yüz hatları yumuşadı. Yüzüne mahcup bir gülümseme yerleştirip konuştu.

"Ah Jae Bum-sshi. Üzgünüm bu bir haftadır sizi çok rahatsız ettik ancak sürekli sizi aramamızı istiyor. Yap-bozuyla ilgili bir problem varmış."

"Sorun yok. Nerede?"

"Odasında. Son zamanlarda odasından hiç çıkmıyor."

Jae Bum kafasını yavaşça sallayıp elinde bagajdan aldığı kutuyu masanın üstüne bıraktı.

"Ben gittikten sonra bunu ona verir misiniz?"

"Tabii." dedi, Kim Sun Yee.

"Onunla görüşmeden Soo Young-sshi ile görüşme şansım var mı?" diye sordu, Jae Bum sağa sola bakınırken.

"Soo Young-sshi bugün izinli, üzgünüm."

Jae Bum yavaşça kafasını salladı.

"Sun Yee-sshi, bugün arkadaşım için de ziyaretçi kartı alabilir miyim?" diye sordu.

Kadın gülünseyerek başını salladı ve bize iki yaka kartı verdi. Jae Bum ikisini de alıp başını eğerek selamladı. Ve bileğimden yavaşça tutup beni sola doğru çekti. Geniş koridor boyunca yürüyüp merdivenlere yöneldi. Basamakları yavaş yavaş çıktı, yavaş yavaş adımlarla koridorda ilerledi. Sensörlü kapının önünde durup ziyaretçi kartlarını okuttu. Kapı açıldığı anda içeriden gelen çığlık sesinden ürkerek koluna sarıldım.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin