🍷
Kulaklarımdaki uğultuyu bastıran gürültünün nereden geldiğini kavramam biraz zaman aldı. Sonunda kaynağın kapım olduğunu fark ettiğimde yattığım zeminden güçlükle ayrılıp sendeleyerek kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda karşımda göreceğim kişinin önemi yoktu.
"Su Jin?"
Tanıdık sesin kaynağına baktım. Net göremiyordum; fakat kim olduğunu anlamıştım.
"Neden geldin?"
Im Jae Bum'dan beklenildiği gibi sorumu duymazdan gelip kapıyı kapattı.
"Yorumları mı okudun?"
Kafamı sallayarak oturma odasına geri dönerken histerik bir kahkaha attım. Kendimi koltuğa bırakıp artık taşıyamadığım kafamı geri dayadım. Gözlerim odanın girişinde donmuş gibi duran Jae Bum'a takıldı, bakışları biraz önce yattığım zemine bakıyordu.
"Su Jin?"
"Hımm?" kıkırdadım.
Yanıma geldi. Yüzümü elleri arasına aldı.
"Su Jin?"
Ben de aynısını yaptım. Yüzünü ellerim arasına aldım.
"Sürtüğünün ne durumda olduğunu mu görmeye geldin Im Jae Bum?" yeniden kıkırdadım.
"Kes şunu."
Parmağımla burnuna dokunup güldüm.
"Neden? Doğru değil mi?"
Bileğimden tutup ellerimi yüzünden uzaklaştırdı. Bir elini dizlerimin altında geçirip diğerini de belime yerleştirip kucağına aldı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum umurumda da değildi. Kollarımı boynuna dolayıp dudaklarımı tişörtünün açıkta bıraktığı tenine dokundurdum. Derin iç çekişini ve yutkunuşunu duyabiliyordum. Kucağından indirdi. Sırtım soğuk bir yüzeye dokundu. O da önümde durdu. Tişörtümün ucuna uzanıp üstümden çıkardı. Ah yine mi başlıyorduk? Evet, sürtüğüydüm öyle değ-... Suratıma çarpan soğuk su ile çığlık attım. Çırpınıp kurtulmak istedim fakat kolları sıkıca beni kavradı. Pes ettim.
Bornozu giymeme yardım edip saçlarımı havluya sardı. Daha iyi hissetmiyordum fakat; daha sakindim. İçimdeki öfke ve hüzün artık yoktu ya da hissetmiyordum. Kendimi ona bıraktım. Beni yeniden kucaklayıp odama taşıdı. Üstümü giydirim saçlarımı kuruttu. Küçük bir çocukmuşum gibi yatağıma yatırıp üstümü örttü. Gözlerimi kapattım.
Birkaç saniye sonra yanımda hareketlilik hissettim. Ardından belime yavaşça koyduğu elini. Avcu sıcaktı. Gözlerimi araladım. Alnına dağılmış ıslak saçları ay ışığının altında parlıyordu. Yüzü hemen ötemdeydi; fakat bedeni o kadar yakın değildi. Gözleri yüzümde gezinip gözlerimde durdu.
"Bazı insanlar hayallerini gerçekleştirememenin öfkesi içindeler." diye fısıldadı. Yutkundu. Neden bahsedecekti bilmiyordum. Beynim hareket eden dudaklarına ve ondan yayılan kokuya odaklıyken düşünemiyordu. "Bu yüzden bu öfke ile hayallerini gerçekleştirebilen insanlara saldırırlar. Başkalarının mutluluğunu kaldıramazlar. O insanları kafana takma Su Jin. Kendine odaklan. Sen en iyisisin."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Holic | Jae Bum
Fanfiction⛔️ Bu hikaye cinsellik, şiddet, psikolojik şiddet ve diğer tetikleyici ögeler içerir. Bu tarz içeriklere karşı hassasiyetiniz varsa lütfen okumayınız. ⛔️ "Üzgünüm, gözlerimi senden alamıyorum." diye fısıldadı. Teninden yayılan parfüm kokusu, nefe...