50.

654 33 16
                                    

ruelle - madness

🍷

Klik.

Klik. Klik. Klik.

Gözlerimi araladım.

Klik.

Aralanan göz kapaklarım tanıdık nesneyle karşılaştı ve dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.

Klik.

Kapanıp açılan metal perdeler ve ardından gün ışığını kıskandıracak kadar parlak o tanıdık gülümseme... Ve yeniden görüş açıma giren o metal nesne.

Yüzümü bir elimle gizlemeye çalışırken diğerini objektife tuttuğumda gülerek kamerayı indirdi. Ellerimi bileklerimden tutup başımın üstünde birleştirip bana doğru eğildi. Alnıma, gözlerime, yanaklarıma küçük küçük öpücükler bıraktı.

"Jae..." diye fısıldayarak uyumaya devam etmek için diğer tarafa dönmeye çalıştım.

Bir eli hala bileklerimdeyken diğeri kolumda aşağı süzülüp belime dolandı ve beni kendine çekti. Bacağını bacaklarımın üstüne atarken bileklerimdeki eli boynumun altından süzüldü.

"Saat kaç?" diye sorduğumda belimdeki elini kaldırıp baktı.

"İkiye yirmi var." dedi, yeniden kolunu belime dolarken.

"Çekimin var mı?"

Yüzünü enseme gömdü.

"Hayır. Bugün tamamen sana aidim." diye fısıldadı.

Güldüm.

"Hadi uyan." derken burnunu enseme sürttü. "Kahvaltın hazır." Dudaklarını kulağıma çıkarıp tınısında hissedilir bir muziplikle fısıldadı. "Üstelik yataktan çıkmana bile gerek yok."

Eli vücudumda gezinmeye başlandığında kahvaltıdan kastının ne olduğunu anladım. O.

Gözlerim hala kapalıyken ona döndüm ve kolumu beline dolayıp ona yaklaştım. Yüzümü boynuna gömdüm. Nefesim onu gıdıkladığında kafasını geri atıp kahkaha attı. Dudaklarımı boyun oyuntusuna dokundurup dilimi hafifçe teninde gezdirdiğimde vücudunun kasıldığını hissettim. Nefesini tuttu.

"Güzelmiş." diye fısıldadım ve elimi sırtında gezdirmeye başladım. Parmaklarım tişörtünün ucuna takılıp onu yukarı çekmeye başladı. Ardından elim tişörtünün altına süzüldü. Elimi karnına sürükleyip göğsüne çıkardım ve sırtı yatağa dokunana kadar ittim. Geri çekilip bacağımı belinden geçirip kasığına oturdum. Ona doğru eğilip çenesinden öptüm. Ellerini bacaklarıma yerleştirip parmaklarını tenime sapladı.

"Ah, Su Jin."

Yüzüme masum bir gülümseme yerleştirerek geri çekildim. Onu özlemiştim. Ama sadece onu değil.

Ellerimi bileklerine yerleştirip bacaklarımdan çektim ve başının üstüne taşırken dudaklarımı çene çizgisi boyunca taşıyıp kulağına götürdüm.

"Bugün tamamem bana ait olduğunu söyledin, hımm oppa?"

"Evet." diye soludu.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin