Final

797 34 28
                                    

julie byrne - follow my voice

🍷


"Bana taşın."

Yatak odasındaki koltukta, dizime başını koymuş yatıyordu bunu söylediğinde. Bakışları, benimkiler gibi sabahtan beri yağmakta olan yağmura odaklıydı. Saç telleri arasında yavaşça gezinen parmaklarım donduğunda bakışlarını pencereden çekip bana çevirdi ve söylediğini tekrarladı.

"Bana taşın Su Jin."

Gözlerimi pencereden çekip onun gözlerine indirdim. Konuşmadan önce yutkundum.

"Bu nereden çıktı şimdi?"

"Bir süredir bunu düşünüyordum. Bu sabah ise karar verdim. Gözlerimi açtığımda görmek istediğim ilk şey sensin." dedi, gözlerini yeniden pencereye çevirirken.

"Bunun biraz erken olduğunu düşünmüyor musun Jae Bum?" diye sordum, kısa bir tereddütün ardından.

Her ne kadar ondan uzak kaldığımda yoksunluk krizine girsem de aynı evi paylaşmak fikri biraz gerilmeme sebep olmuştu.

"Zaten aynı evde yaşıyor gibi değil miyiz? Sen bende kalıyorsun, ben sende kalıyorum. Üstelik şimdi evlerimizde birbirimize ait şeyler de var." dedi, sonunda dudak büzerek.

"Fakat aynı evde yaşamak daha farklı bir şey Jae Bum. Çoğunlukla aynı evde kalıyor olabiliriz fakat farklı evlerde yaşıyoruz. Farklı düzenlerimiz var."

Parmaklarım gayriihtiyari yeniden saçlarında hareket etmeye başladı.

"Bu düzenin içinde birbirimize de bir yer ayırabiliriz, diye düşünüyorum."

Bakışlarımı ona çevirdim. Pencereye odaklanmış bakışları benimkileri buldu.

"Birini evindeki düzene katmak biraz sancılı bir süreç Jae Bum."

"Biliyorum." Yeniden konuşmadan önce derin bir nefes aldı ve bakışları yeniden pencereye döndü. "Tartışabiliriz, hatta daha ileri gidip kavga edebiliriz, birbirimizi kırabiliriz. Ama buna rağmen gece aynı yatağa girip sabah gözlerimi sana açacaksam bununla baş edebilirim."

Ciddiydi ve ağzından çıkan her kelimesinden emin gibiydi.

"Bu beni korkutuyor." dedim, dürüstçe.

"Ne korkutuyor?" diye sordu.

"Tartışma, kavga etme fikri." Gözlerimi kapattım. Söyleyip söylememe konusundaki tereddütümü geride bırakıp konuştum. "Sen sinirlendiğinde işler benim açımdan pek iyi gitmiyor." Derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Bardağı masanın ya da oturma odasındaki sehpanın üzerinde bıraktım diye bile sinirlenebilirsin."

"Yapma Su Jin, bu gibi saçma sebeplerle sinirlenecek değilim."

"Sinirleneceksin. Belki birkaç gün tahammül edeceksin. Ancak en ben o lanet bardağı oraya bırakmaya devam ettikçe sinirleneceksin."

"Dünyanın en dağınık ve en söz dinlemez insanıymışsın gibi konuşuyorsun."

"Bence sinirlenmen için dağınık olmama gerek yok. Bir şeyleri bir santim bile yerinden oynatmam yeter."

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin