roy woods - jealousy
🍷
"Bugün ne yapacaksın?"
Koltukta yanyana yatarken kulağıma fısıldadı. Bir kolunu başımın altına koymuşken diğeri belimi sarıyordu. Eli göğsümün hemen altında, parmakları benim parmaklarıma kenetlenmişti.
"Bilmiyorum, özel bir planım yok. Ama sanırım Ji Won ile buluşmalıyım. Sen?" diye fısıldadım.
"Bir saat içinde çıkmam gerekiyor. Çekime gideceğim." Burnunun ensemde gezindiğini hissettiğimde istemsiz olarak kıkırdadım. Dudakları tenimde kıvrıldı. "Akşam seni görebilecek miyim?"
"Ji Won'a bağlı. Gece çıkmak isteyebilir."
"Gece mi? Yine bara mı gideceksiniz?"
Vücudumu saran vücudunun kasıldığını hissettim. Kafamı, onu görebilmek için arkaya çevirdim. Çenesi kasılmış ve hafif öne çıkmıştı. Kendini tutmak için yanağını ısırdığını fark ettim. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Ona uymak zorundayım."
"İyi olacak mısın?" diye sordu.
"Ji Won'un yanında olacağım."
"Bu diğer zamanlardan farklı olacak Su Jin."
"Biliyorum amaa sırf bu sebeple eve tıkılı kalamam öyle değil mi?"
Kafasını salladı. Yavaşça kollarını üzerimden çekip doğruldu. Üstümden geçip ayağa kalktı. Ben de onu takip ettim.
"Şimdi çıkmam gerekiyor." dedi ve yatak odasına ilerledi. Komodinin üstünde duran telefonunu aldı ve portmantoya ilerledi. Montunu giydi ve kapıyı açtı. Ayakkabılarını giyip doğrulduğunda gözlerime baktı.
"Dikkat et Su Jin."
"Tamam."
Bileğimden tutup beni kendine çekti. Kollarını bana sarıp saçımdan öptü. Şaşkınlıkla kalakalmışken kulaklarıma sesi ulaştı
"Yorumları umursama."
Geri çekilip gülümsedi ve asansörün kapısını açıp kayboldu. Dalgın hareketlerle kapıyı kapatıp yatak odasına ilerledim. Onun yattığı tarafa yatıp nevresimi üzerime çektim. Yatağın üstündeki telefonumu alıp Ji Won'a müsait olup olmadığını soran bir mesaj yazdım. Buluştuğumuzda canıma okuyacaktı, biliyordum.
Bu kadar aktif yaşamasına rağmen başının asla belaya girmemesine şaşıyordum. Bense sürekli bir belaya tosluyordum ve asla uslanmıyordum. O anda iç sesimin fısıltısını duydum; Jae Bum bir bela mı? Şu an onun tarafında, onun kokusuyla sarmalanmış bir haldeyken kalbim bu soruyu "asla" olarak cevapladı. Fakat beynim bütün zamanı düşündüğünde onu "bela" olarak tanımlıyordu.
Telefonun köşesinden saati kontrol ettim. 09.32'ydi. Biraz uyumaya karar verdim. Gözlerim ağırlaşmıştı. Onun kokusu beni daha da çekiyordu. Nevresimleri iyice çekip gözlerimi kapattım. 14.35'te Ji Won'un aramasıyla gözlerimi açtım.
"Su Jin? Nasılsın?"
Ah, sesindeki endişeyi ellerimle tutabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Holic | Jae Bum
Fanfic⛔️ Bu hikaye cinsellik, şiddet, psikolojik şiddet ve diğer tetikleyici ögeler içerir. Bu tarz içeriklere karşı hassasiyetiniz varsa lütfen okumayınız. ⛔️ "Üzgünüm, gözlerimi senden alamıyorum." diye fısıldadı. Teninden yayılan parfüm kokusu, nefe...