51.

709 36 28
                                    

cigarettes after sex - k.

🍷

Hava kararmıştı. Yanmaya başlayan sokak lambalarının açık perdelerden içeri giren ışığı aydınlatıyordu odayı. Çıplak bedeni üstünde yüzüstü yatıyordum. Bacağıma yerleştirdiği elinin başparmağı daireler çiziyordu tenime. Diğer elinin parmakları ise omurgamda geziniyordu.

Sakindi, sakindim.

Göğsüne dayadığım kulağımı kutsaya kalp atışlarının düzenli ritmi, beni daha da yatıştırıyordu. Hiç kaygım yoktu. Zihnim uzun zamandır ilk kez bu kadar durgundu. Sessizdi.

Bir süre sonra kıpırdandığında artık rahatsız olmaya başladığını düşünüp kalmak üzereyken benimle birlikte doğruldu ve ellerini dizlerimin altına yerleştirip kendini dizlerinin üstüne getirdi. Dizlerinin üstünde yatağın kenarına ulaşıp benimle indi ve adımlarını banyoya yöneltti.

"Sudan ne kadar korkuyorsun?" diye sordu, suyu ayarlamak için duş başlığına uzandığında.

Gözlerim ellerini takip ederken elimle yüzüme düşen saç tutamıni kulağımın arkasına yerleştirdim.

"Deniz, havuz, kaplıca ya da ılıca gibi su kütlelerine giremem." diye cevapladım.

Bunu neden sorduğu hakkında bir tahminim vardı. Ancak asıl merak ettiği şeyi cevaplamak için onun devam etmesini bekledim.

"Küvet?" diye sorduğunda tahminimde haklı olduğumu anladım. Geçmişte beni ne kadar zorladığını merak ediyordu.

"Korkmuyorum fakat rahatsız edici buluyorum." dedim, dürüstçe.

Çenesi oynadı ve ardından dudaklarını birbirine bastırdı. Kafasını sallarken eli arkama uzandı ve şampuana ulaştı. Gözüm şampuanın altın rengi şişesine takıldığında gülümsedim. Benim kullandığım şampuandan almıştı. Gözleri, gözlerimi takip ettiğinde gülümsedi.

"Diş fırçası ve banyo lifi de aldım. Bir de terlik. Ha bir de bornoz ve saç havlusu. Senin evinde benim giyebileceğim şeyler var -teşekkürler Ji Won- fakat benim evimde -iç çamaşırları dışında- senin için bir şey yok. Tamam sweatshirt, tişört gibi şeyleri halledebiliriz ama yine de burada b-..."

Gülerek uzadıkça uzayan konuşmasını dinledim ve dudaklarımı dudaklarına bastırarak konuşmasını yarıda kestim. Dudakları dudaklarımla kıvrıldı. Gülümseyerek geri çekildiğimde "Tamam, burada birkaç parça bir şey bırakacağım." dedim; fakat o an burada kalan saten elbiselerimi hatırladığımda kaşlarımı çattım. "İki elbisem ve bir iç çamaşırım sende."

Başını yana eğip elini göz seviyesine çıkardı ve biraz şampuan döktü.

" Onları alamazsın. Sen yokken sana ait bir şeylerin varlığı rahatlatıcı." dedi, şampuanı saçlarımda köpürtürken.

Gözlerine bakmak için kafamı yukarı kaldırdım. Tamamen saçlarıma odaklanmıştı. Saçlarımla işini bitirdiğinde duş başlığına uzandı. Yeniden bana dönüp de bakışlarımla karşılaştığında gözlerini kırptı.

"Evimde sana ait bir şeylerin olması beni rahatlatıyor." diye fısıldadı ve saçlarımdan köpükleri uzaklaştırmaya başladı.

Bakışlarımı kaçırdım.

"Jae..." diye fısıldadım.

Yeniden duş başlığını yukarı takıp bana döndü ve ellerini yanaklarıma yerleştirip ona bakmaya zorladı. Gözlerimi yüzündeki ifadenin her bir ayrıntısını aklıma kazımak ister gibi gezdirdim yüzünde. En son gözlerine çıkardım. Nefes alamadığımı hissettim o an.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin