52.

566 33 17
                                    


kina - get you the moon

🍷

Dudakları aralandı.

Bir şey söylemek istedi ama vazgeçti. Bunun yerine yanaklarıma koyduğu soğuk elleriyle yüzümü kendine yaklaştırdı. Sıcak hissettiren soğuk dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve sanki bu sonmuş gibi öptü beni.

Geri çekildiğinde yüzündeki ifade karşısında ağlamamak için dudaklarımı birbirine bastırdım. Ellerini yüzümden çekip kollarını sıkıca bana doladı; sanki biraz gevşetse kaçıp gidebilirmişim gibi. Yüzünü boynuma gömüp derin derin nefes aldı; sanki ihtiyacı olan bütün oksijen oradaymış gibi.

İki yanıma düşen ellerimi montunun altından bedenine sardım. Ben de yüzümü onun boynuna gömdüm. Bir süre sadece bekledik öylece. Etraftaki uğultuların arasından birbirimizin nefes alışverişini dinleyerek, esen soğuk rüzgara rağmen birbirimizin sıcaklığına sığınarak bekledik.

"Su-ya," diye fısıldadı. Sesindeki titreşimi tenimde hissettim. "Eve gidelim."

Kafamı salladım. Ancak hemen ayrılmadı. Biraz sonra geri çekildiğinde daha önce hiç görmediğim bir pırıltının yerleştiği gözlerini gözlerime dikti. Gülümsedim ve ona yaklaşıp çenesinden öptüm. Alnını alnıma düşürdü.

"Su-ya, ah." diye fısıldadı.

Gözlerini kapatıp yutkundu. Gözlerini yeniden açıp ayağa kalktı ve elimden tutup ayağa kaldırdı. Elinden destek alarak sendelediğimde diğer elini belime yerleştirdi.

Arabayı almak için geri döndük. Benim için ön kapıyı açtı ve yerleşmemi bekledikten sonra kapıyı kapattı, diğer tarafa dolaşıp sürücü tarafına oturdu.

Kendi evine sürdü. Şifreyi girip içeri geçmem için kenara çekildiğinde botlarımı çıkarıp içeri girdim. Montumu çıkarıp çantamla birlikte askılığa astım. Çantamın içinden telefonumu alıp oturma odasına ilerledim. Ancak arkamdan gelip bileğimden tuttu ve yatak odasına doğru çekti.

Üzerindeki hoodieyi çıkarıp katlarken dolabın kapağını açtı. Beyaz bir tişört çıkarıp uzattı. Elinden alıp yatağın üstüne bıraktım ve üstümdekileri çıkarıp katladım. Tişörtü giymeden önce braletimi de çıkarıp onların üstüne bıraktım. Daha sonra yatağın üstüne bıraktığım kıyafetleri aldım ve yatağın yanındaki deri koltuğun üstüne koydum.

Arkamı dönüp ona baktığımda altına siyah şortunu giymiş ve üzerine beyaz tişörtünü geçiriyordu. Gözlerim bileğindeki bilekliği bulduğunda istemsizce gülümsedim ve kendi bileğime baktım. Yeniden ona baktığımda yanıma geliyordu.

"Ne yapmak istersin?" diye sordu.

"Sen ne yapmak istiyorsun?"

"Hiçbir şey." dedi. "Sadece sana bakmak istiyorum." Kollarını bana sarıp çenesini omzuma koydu.

Ellerimi saçlarına geçirirken kıkırdadım.

"Bu biraz sıkıcı olurdu, Jae Bum."

Kafasını iki yana salladı.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin