13.

939 59 26
                                    

🍷

Belimde ve bacaklarımda hissettiğim uyuşturucu ağırlık ile gözlerimi açtım. Algılarım gözlerimle yavaşça açılırken tenimdeki uyuşukluk dışında başka bir şey daha hissettim: saçlarımın arasından enseme vuran nefesi. Yavaşça görüş açıma bakındım.

Karyolanın başlığında asılı şifon fularım, komodinin üstünde asılı duran siyah bir tişört, ve yatağın kenarın düşmekle asılı kalmaya devam etmek arasında gidip gelen beyaz bir tişört görüyordum.

Yatakta çapraz yatıyordum. Ayaklarım neredeyse yataktan sarkmak üzereydi. Onları tutan kesinlikle bana ait olmayan bir bacaktı.

Beynim anlamayı reddediyordu.

Yavaşça sırt üstü yattım. Şimdi boyun oyuntuma vuran nefesin sahibine çevirdim kafamı. Gayriihtiyari yutkundum. Hissettiği böyle bir şey miydi? Çünkü şu an fotoğrafını çekme isteğiyle yanıp tutuşuyordum. Tamamen ona döndüm.

Senden neden kaçamıyorum?

Neden yine aynı yerdeydim? Her şey normale dönmeye başlamışken neden yine hayatıma girmesine izin vermiştim?

Neden gitmiyorsun?

Evet. Gitmesi gereken oydu çünkü bunun kararını ben veremiyordum. Ondan korkuyordum. Buna o sabah saf öfke barındıran gözlerle bana baktığında karar vermiştim. Ondan korkuyordum. Fakat ona çekiliyordum.

Onu uyandırmamaya dikkat ederek belimdeki kolunu yavaşça kaldırıp yanına koymak istedim. Fakat belime daha sıkı sarıldı.

"Gitme."

Gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım. Uyuyordu. Eğer bu da saçma sapan oyunlarından biri değilse uyuyordu ve biraz önce uykusunda mırıldanmıştı.

"Jae Bum?"

Cevap vermedi.

"Jae Bum?"

Yeniden cevap yoktu. Uykusundaki ona ulaşamadığımı anladığımda pes ettim. Bir elimi kendi yanağımın altına koyarken diğer elimi hafifçe beline koydum ve gözlerimi kapattım.

🍷

Uyandım.

Tam anlamıyla yatağın ortasında, tek başıma yatıyordum. Üzerimde ince bir nevresim örtülüydü. İyi, diye düşündüm. En azından gitmeden üstümü örtmüştü.

Yataktan kalkıp çıplak bedenimi banyoya sürükledim. Bu sırada fark ettiğim bir ayrıntı ile elim kapı kolunun üstünde durakladım. İçeriden su sesi geliyordu. Beynimde geri dönüp diğer banyoyu kullanmaya karar verdiğim sırada elim sabırsız bir çocuk gibi davranarak kapı kolunu çekti. O sırada su sesi kesildi. Ve ayaklarım elime uyarak aynı sabırsızlıkla içeri adım attığı sırada çıplak bir beden de küvetten dışarıya adımını attı.

"Ah günaydın."

Bu biraz tuhaftı. Çıplaktım. Çıplaktı. Başımı önüme eğip onun çıktığı küvete girdim. Ve duş perdesini kapadım.

"Dolabından temiz havlu aldım. Umarım önemsemezsin." diye seslendi.

"Sorun yok." dedim ve suyu açtım. Hızlı bir duş alıp banyodan çıktım. Yatak odasına geri döndüğümde üzerinde benim tişörtümle oturuyordu. Bana dönüp nereye baktığımı fark ettiğinde sırıttı.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin