19.

848 55 20
                                    

🍷


Bilincim uyanırken düşündüğüm ilk şey hiç alışkanlığım olmadığı halde neden yastığıma sarıldığımdı? Fakat benim, benim boyumdan büyük ve oldukça sıcak bir yastığım yoktu ki? Merakla gözlerimi araladım. Çıplak bir insan teniyle karşılaştığımda telaşla kalktım. Sarıldığım kişinin kim olduğunu fark ettiğimde rahatlayarak yatağın içine oturdum. Ona baktım. Sıcaktı. Ateşi yeniden yükselmiş olmalıydı. Ona sarılmam hataydı.

Ateşini ölçtüm. Sabaha göre daha yüksekti. Aceleyle ayağa kalkıp daha önce yaptığımı tekrarlamak için kovayı doldurdum ve havluları da içine atıp odaya geri döndüm. Havluyu sıkıp alnına koymak istediğimde irkilerek bileklerimi tuttu. Acıyla haykırdım.

"Ah! Jae Bum!"

Gözlerini kocaman açıp bileklerimi bıraktı. Bileklerimi ovarken doğrulmakta olduğunu fark edip omuzlarından ittim.

"Özür dilerim, bir an..." sesi sabaha göre daha kötü geliyordu.

"Önemli değil. Jae Bum, hastaneye gidelim. Ne olur?"

Elimden havluyu alıp alnına koyup gözlerini kapattı.

"Hayır, iyiyim. Gitsem bile müdahale kabul etmeyeceğim."

"Jae Bu-..."

"Gitmeyeceğim Su Jin."

İç çekip koltuk altlarına ve dizlerinin arkasına havluları yerleştirdim. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Bir süre onu izledim. Sonra havluları yeniden suya koyup yeniden aynı yerlere yerleştirdim. Bunu birkaç kez daha tekrarladım.

Yanına oturdum. Görünümü beni endişelendiriyordu.  Kötü bir şekilde öksürdüğünde boğazını biraz yumuşatması için baharatlı çay yapmaya karar verdim. Ayağa kalktığımda elimi tuttu.

"Gitme."

"Bir yere gitmiyorum Jae Bum, çay yapacağım. Hemen geleceğim tamam mı?"

Cevap vermedi; fakat elimi bıraktı. Mutfağa gidip biraz acele etmeye çalışarak çayı hazırladım. Porselen çaydanlığı ve fincanı bir tepsiye koydum ve odaya geri döndüm. Elimdekini komodinin üzerine bırakıp havluları aldım.

"Jae Bum?"

"Hımm?"

"Biraz kalkabilir misin?"

Gözlerini açıp bana baktı. Kolundan tutup doğrulmasına yardım ettim. Fincana çayı koyup ona uzattım. Elimden alıp kokladı. Sonra yavaşça bir yudum aldı. Bu sırada ateşini ölçmek için ateşölçeri alnına yaklaştırdım.

37.5

"Daha iyi misin?"

Kafasını salladı.

"Hastaneye gitmeme konusunda kararlı mısın?"

"Gitmek istemiyorum Su Jin."

Bunu öyle bir ifadeyle söylemişti ki içim sızladı. Israr etmedim. Sadece onu izledim. Çayını bitirip fincanı komodinin üstüne bıraktı.

Holic | Jae BumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin