Holic | Jae Bum

17.

🍷

Daha güvende hissediyor olmalıydım, öyle değil mi? Etrafımızda bir sürü insan varken daha güvende hissetmeliydim; fakat neden huzursuzdum? Derin bir nefes aldım. Kasılan ensemi açmak için kafamı sağa sola oynatırken evren biraz önceki sorumun cevabını veriyormuş gibi gözlerim biraz ötede elinde karton bardağıyla omzunu duvara dayamış bana bakan Jae Bum'u buldu. İfadesiz yüzü sinir bozucuydu. Gözlerimi kaçırdım.

"Merhaba Su Jin-sshi."

"Merhaba?"

Karşımda, elinde takım çantasını andıran bir dikdörtgen bir çantayla beliren uzun boylu, ince yapılı adama sorar gözlerle baktım.

"Yong Yoon Suk, saç stilistiyim." dedi, gülümseyerek.

Tabii ki o olmalıydı. Make-up artisti Lee Mi Na, makyajımı tamamlandığında Yong Suk'un gelip saçımı yapacağını ve bir yere ayrılmamam gerektiğini söylediğinden beri masanın başında onu bekliyordum.

"Ah. Merhaba." dedim.

Yirmili yaşlarının sonlarında gibi duruyordu. Gülümsediğinde yanağında oluşan gamzesi ona çocuksu bir hava katıyordu. Elimi uzattım.

"Tanıştığımıza memnun oldum."

"Ben de Su Jin-sshi."

Yong Suk, komik biriydi. Sürekli evindeki kedisinden ve köpeğinden bahsediyor ve bunların arasına saçıma yapmakta olduğu işlemleri anlatıyordu. Gülüyordum. İstemsizce. Yüzüne baktığınızda bile gülme isteği duyduğunuz biriydi. Kafasını, kafamın arkasından uzatıp aynadan gözlerime baktı.

"Kaç doğumlusun?"

"Doksan dört."

"Ben de. Hangi ay?"

"Kasım."

"Ocak."

Sırıttı.

"Oppanım."

Güldüm. O sırada duyduğum ses ile gözlerimi yanıma çevirdim.

"Oppa? Aish. Ne saçmalık. On bir ay için mi?"

"Jae Bum?"

Kahkaha atmamak için dudağımı ısırdım.

"Sana kahve getirdim."

Bana uzattığı karton bardağa baktım. Ellerinden alıp gülümsemeye çalıştım. Gözlerimi tekrar Yong Suk'a çevirdiğimde işine geri dönmüştü. Biz sessizce kahvelerimizi içerken bir süre sonra işinin bittiğini söyleyip bana gülümsedi ve yanımızdan ayrıldı.

"Saçmalık öyle mi?"

"Evet saçmalık." dedi, omzunu çekerek.

"Jae Bum." dedim ve güldüm.

Bana baktı.

"Ne? Öyle olduğunu söyleyen sen değil misin? Ji Won'a bile oppa demiyorsun. Senden üç yaş büyük olduğu halde."