Yunan tanrısı ismimi duyduktan sonra birkaç saniye daha yüzüme bakmış ve sonrasında hiçbir şey söylemeden odadan çıkmıştı.
Peki ya şimdi ne olacaktı?
Burada kalmayı kabullenmekten başka hiçbir şansım yoktu bunu biliyordum ama yine de buna nasıl uyum sağlayacağımı bilemiyordum.
Sonuçta burası ıssız bir adaydı. Mesela nasıl banyo yapacaktım ? Yada en önemlisi bir ay boyunca üzerimdeki bu kıyafetlerle mi yaşayacaktım ?
Tüm bu sorularımın cevabı ise yunan tanrısındaydı.
Belkide odadan çıkıp onu bulmalı ve her şeyi ona sormalıydım. Beni öldürmezdi değil mi ?
Odanın kapısına doğru yavaşça yürüdüm. Burada çift kişilik bir yatak ve büyük bir gardırop haricinde hiçbir şey yoktu.
Odadan çıktım ve gözlerimi sakince etrafta gezdirdim. Mutfak ve oturma odası aynı mekanın içerisindeydi ama mekanın büyüklüğü sayesinde ev karmaşık durmuyordu.
Koltuklar ahşap renginde ve deriydi. Şöminesi ve dekoruyla harika gözüken salon eski evleri andırıyordu.
Salonun küçük camları ormana bakarken mutfak tarafında kalan camlar ise kumsala bakıyordu.
Bu görüntü sayesinde gözlerim kamaşmıştı. Yunan tanrısı resmen adanın ortasına cennet yaptırmıştı. Muhtemelen zengindi.
Birkaç adım daha atarak salonun tam ortasında durdum ve duvardaki tabloları inceledim. Zevkli adamdı.
" Fakir olduğunu bu kadar belli etme. "
Arkamdan gelen sesle birlikte büyük bir çığlık attım ve ellerimi ağzıma kapattım.
Yunan tanrısı elindeki odunlarla birlikte tam karşımda duruyordu.
Gömleğinin açılmış birkaç düğmesinden gözüken heybetli vücudu ve kot pantolonunun katlanmış uçları nefesimi kesmişti.
Bu adam kesinlikle dergi kapağı olmalıydı. Bu ıssız adada kendini harcamaktan başka hiçbir işe yaramıyordu.
"Beni korkuttun."
Yunan tanrısı üzerime doğru yürüdü ve yanımdan geçip odunları şöminenin yanına bıraktı.
" Belkide korkmanı istemişimdir. "
Bu adam neden benim korkmamı istesin ki? Islak saçlarımı elimle geriye doğru attım.
"Fakir değilim ben. Sadece adanın ortasında böyle bir ev olmasına şaşırdım."
Kendini koltuğa bırakıp bana alayla baktı.
" Soruları zamanında cevapla güzel gözlü kız. Sana fakir dememden sonra o gözlerinle beni soymuş sonrada korktuğunu söylemiştin. "
Terbiyesiz ukala adam. Demek gözlerimle onu soymuştum. Hadsiz.
" Pislik. "
Yunan tanrısı yavaşça ayağa kalktı.
" İşimiz var. Yürü. "
Kaşlarım merakla havalandı. İşimiz var derken ? Yoksa ? Yok canım daha neler. Edepsiz düşüncelerimle utanıp hızla kafamı başka tarafa çevirdim.
" Ne işimiz var ? "
Yunan tanrısı cevap vermeden üzerime doğru yürüdü ve kolumdan tutup dışarı çıkarttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...