Fısıltılarımız birbirine karıştığı an öylesine sıkı sarıldık ki birbirimize sanki her ikimizde bundan sonrası için birbirimizi bir daha asla bırakmayacağımızın yeminini vermiştik.
Sanki her ikimizde bundan sonrası için birlikte olmadan nefes alıp veremeyeceğimizi anlamıştık.
" Şu an burada olduğuna inanamıyorum."
Omzuma, saçlarıma ve boynuma kondurduğu öpücükler arasından fısıldadığında gözlerimin dolmasına engel olamadan ellerimi boynuna sıkı sıkı sardım.
Artık her şeyi gün yüzüne çıkarmıştım. Rüzgar'ı sevdiğimi ona söylemiştim. Ama onunda bana bunu söylemiş olması şu an için delirecekmişim gibi bir his uyandırıyordu.
Tam gözlerimin içine bakmış ve bir an bile düşünmeden beni sevdiğini fısıldamıştı.
Sahiden doğru mu duymuştum ben? Aynı benim de onu sevdiğim gibi seviyor muydu beni?
" Çok seviyorum. O kadar çok seviyorum ki o denize atladığın için sana kızmamak için zor duruyorum."
Söyledikleri, az önce düşündüğüm şeyleri sadece düşünmekle yetinmeyip dile de getirdiğimi kanıtlarken beni kendisinden birkaç santim uzaklaştırdı ve yanağımdan süzülen göz yaşını usulca sildi. Hemen ardından ise yanaklarımı avuçları arasına aldı.
" Nasıl atlarsın o denize? Canını nasıl hiçe sayabilirsin? "
Kollarımı boynundan omuzlarına doğru kaydırırken kısılan gözlerim ile birlikte kafamı yana doğru eğdim.
Onu bırakıp gidebileceğimi nasıl düşünmüştüm ben? Bu imkansızdı. Bundan sonrasında ise daha da imkansızdı.
" Canımı hiçe saymış olsaydım o denize atlamazdım."
Hafifçe güldüm ve ellerimi yanaklarımda duran ellerine götürdüm.
" Hem unuttun mu ben gemiden atlamaya alışığım. Üstelik bu sefer hiç de zor olmadı. Çünkü bu sefer belirsizlik içerisinde değildim. Dalgaların beni sana getireceğini biliyordum."
Elleri belime doğru kayıp beni birkaç santim yükseltti ve dudaklarını yavaşça alnıma bastırdı. Hemen ardından ise keskin bir sesle konuşmaya başladı.
" Bir daha asla. Asla canını tehlikeye atmayacaksın."
Kendisini geri çekip yeşillerimizi buluşturdu.
" Ben sana geleceğim. Her ne olursa olsun ben bulacağım seni. Unutma, kendi canını yakarsan benim canımı da ellerin arasına alıp ezmiş olursun."
Sözleri, gözlerimi doldururken ağlamamak için yanaklarımı dişledim. Böylesine güzel bir adam tarafından sevilmek, yaşadığım on dokuz yılın bütün acısını unutturacak kadar kuvvetliydi.
" Ağlama. Bundan sonrası için tek bir göz yaşı dahi görmek istemiyorum."
Kafamı, boğazımda tutmakta zorlandığım hıçkırıklara rağmen yavaşça sallamaya başladığımda şakağıma ufak bir öpücük bıraktı.
" Seninle, adını asla koyamadığım bir durumdayken bile her şey çok güzeldi. Ama şimdi birlikteyiz ve bundan sonrası için her şey çok daha güzel olacak."
Ellerinden birisini yanağıma doğru çıkardı ve baş parmağıyla gözümün altını okşadı.
" Çünkü bundan sonra sana, yeşillerine aşık olduğumu, onlar da nasıl kaybolduğumu ve onları her an görmek istediğimi özgürce söyleyebileceğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...