Keyifli okumalar dilerim...
-
On gün,
Güzel gözlü kızımın buraya gelişinin üzerinden tam on gün geçmişti.
Ve geriye, her hatırladığımda kalbimin sıkışmasına sebebiyet veren yirmi gün kalmıştı. Sadece yirmi gün. Benim kollarımda uyuyacağı ve sonrasında gözlerini tekrardan benim kollarımda açacağı son yirmi gün.
"Hey! Neden bu kadar düşüncelisin?"
Bakışlarımı, kıyıya vuran dalgalardan ayırıp ufaklığa doğru çevirdim.
Banyodan yeni çıkmıştı. Üzerinde bana ait olan kalın bir kazak haricinde hiçbir şey yoktu.
Ve buradan bakıldığında, her zaman söylediğim gibi ufak bir kız çocuğu gibi duruyordu.
"Her gün banyo yapmaya devam edersen geri kalan günlerimizi nasıl geçireceğimizi düşünüyordum. Senin bir fikrin var mı?"
Dudakları üzgünce kıvrılırken birkaç küçük adım attı ve kendisini minderlerin üzerine bıraktı.
"Kusura bakma. Bundan sonra daha dikkatli olurum."
Hafiften gülerek kafamı yana doğru eğdim. Aptal ufaklık.
"Sadece şaka yapıyordum."
Dudakları alayla kıvrılırken ellerini arkaya doğru yaslayıp bacaklarını öne uzattı.
"Benim şaka yapmadığımı sana düşündüren nedir? Tabii ki de kusura bakmayacaksın. Sana bu kadar gün katlanmamın ödülü olarak bu evdeki her şeyi özgürce ve sınırsızca kullanabilirim."
Karşımda hiç duraksamadan kurduğu cümleleri bir başkası kurmuş olsaydı muhtemelen o kişi şu an kapının önünü boylamıştı.
Ama karşımda bir başkası yoktu. Bu yüzden sadece gülümsemiş ve özgüvenini ayakta alkışlamıştım.
Ve bunlar için de kendimi zorlamamıştım. Çünkü onun, kendisini haklı gördüğü durumlarda karşımda dimdik durmasına hayrandım. Çünkü onun güçlü duruşunu seviyordum.
"Haklısın. Bana katlanmak zordur."
Bakışları, sözlerimin hemen ardından yumuşarken yavaşça ayağa kalktı ve oturduğum koltuğun yanına doğru yürüyüp tam dibime oturdu.
"Onu, seni sinirlendirmek için söylediğimi biliyorsun. Asıl bana katlanmak zor olmalı."
Sana katlanmak dünyanın en zor şeyi bile olsa bunu kabul ederdim güzelim.
"Zor biri olabilirsin ama bu seninle yaşamanın zor olduğunu göstermiyor. Hatta, kahvaltıyı hazırlamamda bana yardım etmeye başlarsan aslında seninle yaşamanın güzel bile olduğunu söyleyebilirim."
Dudaklarını büzüp koltukta geriye doğru yaslandı. Tam bir ufaklıktı.
"Ama sen her zaman benden daha önce uyanıyorsun."
Çünkü her sabah izlemekten asla bıkmayacağım şahane bir manzaram oluyor.
"Haklısın. Unut gitsin."
Evet bunu tamamen unut güzelim. Çünkü aksi takdirde benden önce uyanıp benim sabah keyfimi kaçırırsan işler sarpa sarabilir.
"Buna sevindim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...