Çok tatlı, sevimli ve sadık okuyucularım...
Hoş geldiniz...
Bölüm sonunda sizleri bekliyorum.
Şimdilik,
Keyifli okumalar dilerim.
-
"Güzelim, uyansan diyorum artık."
Rüzgar'ın duymayı hiç istemediğim cümlesini bastırmak istercesine kafamı hızla yastığın altına soktum. Yaklaşık on dakikadır beni uyandırmaya çalışıyordu ancak o kadar uykusuz ve yorgundum ki hiçbir güç beni bu yataktan kaldıramazdı.
"Seni küçük çocuk."
Kafamdaki yastık bir an da hızlıca çekildiğinde ağlayacakmış gibi bir ses çıkartıp sırt üstü döndüm ve gözlerimi yarım yamalak aralayıp Rüzgar'ın suratına baktım.
Sinirli ve bıkkın duruyordu ama bu yine de komikti.
"İyi sen bilirsin kalkma ve uyumaya devam et. Senin yerine üniversiteye de ben giderim artık."
Ne?
Bugün günlerden neydi?
Allah kahretsin pazartesi!
Hem de kutsal pazartesi!
Gözlerim irice açılırken yataktan fırladığım gibi banyoya doğru koşmaya başladım.
Böylesine berbat bir sabaha uyandığıma inanamıyordum.
O kadar berbat bir sabahtı ki Rüzgar'ın ardımdan evi inletecek şiddette attığı kahkahasına bile sinirlenecek kadar zamanım yoktu.
Nasıl unutabilirdim böyle bir şeyi ben?
Rüzgar bana defalarca kez ilk gün gitmemin gerekli olmadığını söyleyip durmuştu ancak ben ona karşı çıkıp ilk günün çok önemli olduğunu savunup durmuştum hep.
Şimdi ise kendi doğrularımı atlayıp her şeyi unutmuştum.
Kahretsin!
Hepsi Rüzgar'ın yüzündendi. Dün gece resmen aklımı başımdan almıştı.
"Kahvaltı hazır sayılır. Duşunu alıp mutfağa gelirsin. Merak etme daha çok zamanın var."
Rüzgar, banyonun kapısından birkaç adım içeri girerek konuştuğunda duşakabinin içinde olduğum için kendi kendimi tebrik etmeyi unutmadım. Muhtemelen birkaç dakika önce gelse dün geceye rağmen yine de utanacaktım.
"Tamam."
Sözlerimin hemen ardından Rüzgar banyodan çıktığında hızlı bir duş aldım. Daha ne giyeceğimi bile seçmemiştim ve bu muhtemelen saatlerimi alacaktı.
Yüzümde, her an ağlayacakmışım gibi duran bir mimikle bornozuma sarıldım ve kendimi bir saniye daha kaybetmeden hızlıca yatak odasına bıraktım.
Ve saniyeler içinde yüzüme kocaman bir gülümseme yerleşti.
Çünkü benim yakışıklı ve kusursuz sevgilim bana kombin bile yapmıştı. Ayakkabısından çantasına varana kadar her şeyi hazırlayıp yatağın üzerine bırakmıştı.
Ama.. Ama bir sıkıntı vardı ki iç çamaşırlarımı bile kombinlemişti.
Ahhhhhh.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...