Ellerimi, fotoğraf makinesinin üzerinde yavaşça gezdirirken yüzümde mutlu bir gülümseme belirdi.
Yakışıklı, karizmatik ve de esprili Yel, artık benim için bundan çok daha fazlasıydı. Sevdiğim adamdı. Ve bunu kabullenişim içimde hiç olmadığı kadar huzura sebep oluyordu.
Çünkü artık bütün duygularım, kıskançlıklarım ve de yaptıklarım anlam kazanmıştı. Onu seviyordum. Onu çok seviyordum.
Bu yüzden de o bunu bilmese dahi tüm kalbimle onu kıskanma hakkını kendimde buluyordum. Yaptıklarımın ve yapacaklarımın artık güçlü bir sebebi vardı.
Aşk.
" Aptal bücür. Rüzgar odun kesmeye gideli sadece beş dakikacık oldu. Daha şimdiden Rüzgar yokken onun fotoğraflarıyla mı teselli buluyorsun? "
Duyduğum sesle birlikte irkilirken hızla arkamı döndüm.
Arzu, oturmuş olduğum koltuğun tam arkasına geçmiş ve fotoğraf makinesine bakıyordu. Daha da doğrusu resmen beni dikizliyordu.
" Sen.. Sen ne yaptığını zannediyorsun? "
Yaptığı öylesine sinir bozucuydu ki kendimi zapt etmek için insanüstü bir çaba sarf ediyordum.
" Ayrıca sen kime bücür diyorsun yarım akıllı. "
Son sözlerimle birlikte oturduğum yerde daha fazla duramayarak hızla ayağa kalktım ve kollarımı önümde bağlayarak tam karşısına dikildim.
" Ah tatlım. Ben sadece kendini yıpratmaman için söylüyorum. Yani senin için. Malum sen zaten Rüzgar için sadece basit bir oyuncaksın. "
Ne?
Ağzından çıkanı kulağı duyuyor muydu bu kadının?
Sakin olmalıydım. Beni bilerek sinirlendirmeye çalışıyordu. Onun seviyesine asla düşmemeliydim. Aklınca beni kışkırtacak ve Rüzgara kavgacı bir insan olduğumu göstermeye çalışacaktı. Bu yüzden ona istediğini asla vermemeliydim. Kendimi bir şekilde dizginlemeliydim.
" Biliyor musun Rüzgarın senin şu aptallığına inanacağına bir an bile ihtimal verseydim sana karşılık verirdim. Ama şuan şu ezikliğine ve çırpınışlarına gülmekten başka bir şey yapamıyorum. "
Arzu bozulduğunu belli etmemek için şuh bir kahkaha attı. Hemen ardından da ilerleyip tekli koltuklardan birine oturdu.
" Söylesene Rüzgar sana hiç dokundu mu? Hiç birlikte oldunuz mu ? "
Hemen ardından büyükçe bir kahkaha daha attı.
" Taktir edersin ki sen yokken biz burada evcilik oynamıyorduk. Yani sizin şuan yaptığınız gibi. "
Dudaklarım şaşkınlıkla aralanırken bütün vücudum buz kesmişti.
Bu.. Bu ahlaksız ne diyordu? Bu artık son darbe olmuştu. Bu kadın artık çok olmuştu.
Ellerim yavaşça yumruk şekline gelirken ağlamamak için dudağımın kenarını ısırdım.
Ağlamayacaktım. Ağlamamalıydım. Allah kahretsin neden gözlerim doluyordu?Arzu, halimden keyif alırcasına öne doğru eğildi ve alayla göz kırptı.
" Üzülme ben onun bütün ihtiyaçlarını karşılayabilecek olgunluktayım. Zaten o da senin gibi bir çocuğun ona hiçbir şey veremeyeceğini anlamıştır. Yoksa gecenin bir vakti banyoda ne yapsın? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...