Keyifli okumalar dilerim.
-
"Sen.. Sen Rüzgar'ı nereden tanıyorsun baba?"
Bakışlarım, sözlerimden hemen sonra babamın yüzünde dolanmaya başladı. İçimde çok kötü bir his vardı ve umarım bunun sonunda Rüzgar ile çıkmaza girebileceğimiz bir durum oluşmazdı.
"Nereden tanıyacak kız? Tabii ki magazinden tanıyor. Sosyal medyaya boy boy resimleriniz düşmüş oradan gördük bu sabah. Ayrıca Belemir söylemeden edemeyeceğim sen bu tipinle o çocuğu nasıl taktın koluna?"
Üvey cadının sözleriyle birlikte içime su serpilirken derin bir nefes bıraktım. Demek magazinden tanıyorlardı Rüzgar'ı. Peki o hal de neden uzak dur demişti ki babam? Sadece bir resim parçasından ne kadar tanıyabilirdi Rüzgar'ı?
"Bu ön yargının sebebi sadece zengin bir iş adamı olması mı baba?"
Babam, bende olan soğuk bakışlarını başka tarafa doğru çevirdi ve yüzüme bakmadan konuşmaya başladı.
"Sana ne dediysem onu yap Belemir. O adam tekin değil ondan uzak duracaksın ve bir daha asla görüşmeyeceksin." Bakışları tekrardan beni buldu."Şimdi hemen odana çık!"
Sadece magazin sayfasında görmüş olduğu bir adam için nasıl böyle ileri geri konuşabilirdi? Ona inanamıyordum. Rüzgar bu sözleri asla ama asla hak etmiyordu.
"Biliyor musun buraya gelmek benim hatamdı. Senin nasıl bir insan olduğunu bildiğim hal de buraya gelip eşyalarımı alabileceğimi düşünmek sadece benim aptallığımdı. Ama şunu kafana iyi sok bundan sonra görüşmeyeceğim kişi Rüzgar değil sen olacaksın." Arkamı dönüp birkaç adım attım."Benden nihayetinde kurtuluyorsun baba, sevinebilirsin."
Son sözlerimi de söyledikten hemen sonra kendimi hızlıca sokağa bıraktım. Babam arkamdan çok şiddetli bir şekilde birkaç kez bağırmıştı ama geri dönmemiş ve ilerlemeye devam etmiştim. Adımlarım oldukça yavaştı çünkü peşimden gelmeyeceğini biliyordum. Ne de olsa koskoca Okan Aksoy nefret ettiği bir kızın peşinden koşacak değildi.
"Senden nefret ediyorum. Senden tüm kalbimle nefret ediyorum."
Bir baba nasıl bu kadar kötü olabilirdi? Beni gördüğü ilk an sıkıca sarılıp ne kadar merak ettiğini ve özlediğini söylemesi gerekirken bu yaptığı insafsızlıktan başka bir şey değildi.
Berbat hissediyordum. Tüm bu olanlara alışkın dahi olsam da her yaşadığımda ilk kez yaşıyormuş gibi sarsılıyordum.
"Rüzgar.. Rüzgar'a ihtiyacım var."
Fısıltımla birlikte yavaşça telefonumu cebimden çıkardım ve bir saniye daha oyalanmadan Rüzgar'ın numarasını tuşladım. Şu an bana iyi gelebilecek tek kişi Rüzgardı. Evet belki ona haber vermeden geldiğim için bana çok kızacaktı. Ama biliyordum ki bana asla sırt çevirmeyecekti. Biliyordum ki beni gördüğü an bağırıp çağırmak yerine ilk işi sıkıcı sarılmak olacaktı.
"Güzelim?"
Bu ses tonuna hıçkırarak ağlamak istiyordum. Sadece Rüzgar'a sarılmak ve sabaha kadar ağlamak istiyordum.
"Rüzgar."
Derin bir nefes alıp verme sesi işittim.
"Neredesin sen iyi misin? Konum at bana hemen."
Bir şeyler olduğunu ses tonumdan bile anlayacak kadar çok seven bir adamın, tekin biri olmadığını söyleyen babama nasıl inanabilirdim ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...