Hello......
Ben geldim. Umarım özlemişsinizdir.
Bunu bölüm sonunda detaylıca konuşuruz.
Oy vermeyi lütfen unutmayınız...
Keyifli okumalar dilerim.
-
Üzerimdeki bornoza daha sıkı sarıldıktan sonra yavaş adımlarla banyodan çıktım ve yatağa doğru ilerleyip kendimi bıkkınca yatağın üzerine bıraktım.
Bugün eski evime gitmemin üzerinden tam bir hafta geçmişti ve bir haftadır babamdan tek bir haber dahi almamıştım. Hiç değilse iyi olup olmadığımı sorgulamak için bana ulaşmaya çalışır diye düşünmüştüm ama o da olmamıştı.
Sanırım artık tam anlamıyla kabullenmem gereken bir şey vardı ki o da babamın gerçekten tüm kalbiyle benden nefret ettiğiydi. Hatta o kadar nefret ediyordu ki benden kurtulduğu için şu an mutluluktan ağlıyor bile olabilirdi.
"Güzelim?"
Kafamdaki düşünceler hızla dağılırken bakışlarım sesin geldiği yöne doğru kaydı. Rüzgar işten gelmişti ve ben o kadar dalgındım ki kapının açılma sesini bile duymamıştım.
"Sevgilim, erkencisin."
Kinayeyle kurmuş olduğum cümle Rüzgar'ın dudaklarının yukarı doğru kıvrılmasına neden oldu. Saat on ikiye yaklaşmıştı ve Rüzgar efendi evin yolunu ancak bulabilmişti.
Ama yine de bu saate kadar çalışmasına rağmen oldukça yakışıklı ve kusursuz görünüyordu.
"Çok özlemiş ve işleri bir kenara atmış olabilirim."
O da bana aynı benim ona yaptığım gibi şakayla karışık bir yanıt verdiğinde yüzüme yerleşen tebessümle birlikte ayağa kalktım ve yanına doğru ilerleyip ellerimi beline sardım. Kafam ise her zamanki gibi göğsündeki yerini almıştı.
"Yine mis gibi kokuyorsun ve bu bana bir gün kafayı yedirtecek."
Dudaklarımdan kopan küçük kıkırtıyla birlikte Rüzgar beni hızlıca kucağına aldı. Ardından da banyoya doğru ilerlemeye başladı.
"Önce şu saçlarını kurutalım. Hasta olmanı istemeyiz değil mi?"
Bedenimi yavaşça aynanın önüne bıraktıktan sonra dolaptan aldığı saç kurutma makinesini fişe taktı ve ardından da saçlarımı narince kurutmaya başladı. Bu sırada ben ise aynadan hayran hayran onu izlemeye başlamıştım. Bir iş ile uğraştığı zaman fazla çekici oluyordu.
"Seni seviyorum."
Bana bakarak kurmuş olduğu cümlesini aynadan dudaklarını okuyarak anladığımda gülüşüm yüzüme daha çok yayıldı ve berbat geçen bir haftamın ardından bana eskisi gibi davranması içimi kıpır kıpır etti.
"Ben de seni seviyorum."
Belli bir zaman sonra Rüzgar, saçlarımın tam anlamıyla kuruduğuna emin olmuş olacaktı ki kurutma makinesini fişten çekip yerine koydu ve bununla eş zamanlı olarak da tarağı eline aldı.
"Günün nasıl geçti anlat bakalım?"
Gözlerimin içine bakarak kurmuş olduğu cümlesine hafif tripli sesimle yanıt verdim.
"Pazar pazar işe gittiğin için tek başıma evde oturdum."
Elindeki tarağı sözlerimin hemen ardından yavaşça kenara bıraktı. Ve sonrasında da bedenimi kendisine doğru çevirip elleriyle yüzümü avuçladı. Yüzü sıkıntılı bir hale bürünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...