Keyifli okumalar dilerim...
-
" Bu soruya sen cevap verebilir misin güzelim ? "
Ufaklığın çakmak çakmak yanan yeşilleri sorduğum soruyla birlikte yerini durgun ve sessiz bakışlara bıraktığında hafiften gülümsedim ve onu biraz daha zorlamaya karar verdim.
"Haydi sen söyle bana, asıl ben kimim senin hayatında?"
Ufaklık, sözlerimin hemen ardından bakışlarını benden alıp yere doğru indirdiğinde yüzümdeki gülümseme daha da geniş bir alana yayıldı.
Biliyordum.. Onun da bu soruya cevap veremeyeceğini gayet iyi biliyordum. Çünkü her ikimiz de gerçeklerle yüzleşmeye hazır değildik. Henüz çok erkendi. Henüz çok çok erkendi.
"Ben de aynı böyle düşünmüştüm. Şimdi istersen daha fazla oyalanmadan masaya geçelim."
Ufaklık yavaşça kafasını sallayıp onu indirmem için beklediğinde belinden kavrayıp aşağı inmesini sağladım ve ardından da oturması için çektiğim sandalyeye ilerlemesine yardımcı oldum.
" Kahvaltıdan sonra denize geçeriz. Sonrasında sana göstermek istediğim bir şey var. "
Ortamdaki kötü atmosferi dağıtmak adına kurduğum cümle yanıtsız kaldığında ellerim yumruk şekline geldi ve sinirli bir soluk bıraktım.
Her olaydan bu kadar çabuk etkilenmesi artık sinirlerimi bozuyordu. Ona benim için bir şey ifade etmediğini söylememiştim. Onun da yaptığı gibi ona hiçbir şey söylememiştim.
Peki ya sorun neydi o zaman ? Biz neden sürekli bu hale geliyorduk ?
"Hemen geliyorum. Sen kahvaltına başla."
Masadan hızla kalktım ve sakinleşmek adına odaya doğru ilerledim. Üzerine gitmeyecektim. Kesinlikle üzerine gitmeyecektim. Ona söz verdiğim gibi her düştüğünde kaldıracaktım.
Onun, küçük konuları bile kafasına takmasında ki sebep geçmişiydi ve ben onu geçmişi için yargılayacak son insandım.
Hem de böylesine berbat bir geçmişe sahipken..
Bu yüzden şu an ona iyi gelecek bir şeyler yapmalıydım. Ve sanırım ben onu biraz olsun gülümsetmenin yolunu biliyordum.
Odanın bir ucundan diğer ucuna doğru atmakta olduğum sinirli adımlara son vererek yatağın yanına doğru ilerledim ve yere eğildim. Ardından yatağın altına doğru elimi uzatarak tozlanmış kutuyu kendime doğru çektim. Ve içinden işime yarayacak olan şeyi alıp hızla mutfağa geri döndüm.
Güzel gözlü kız, bıraktığım gibi donuk bir şekilde masaya bakıyordu.
"Bu senin için."
Elimdeki fotoğraf makinesini yavaşça masanın üzerine bırakıp tam karşısındaki sandalyeye oturdum ve saniyeler içinde yüzüne yerleşen gülümsemesini keyifle izledim.
Aptal ufaklık. Yine küçücük bir şey nasıl da mutlu etmişti onu.
"Artık ormana gittiğimizde o çok beğendiğim manzarayı kaydedebileceğim. Sen.. Sen bir tanesin."
Sözlerinden hemen sonra sevinçle yerinden kalkıp üstüme atlaması bir anlık şok etkisi yaratsa da bu çok kısa sürmüştü. Sarılışına hızla karşılık verdim ve kucağıma yerleşmesini sağladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ADAYA DÜŞEN KIZ
Teen Fiction"Ne demek gemi batıyor?" diye çemkirdi genç kız geminin kaptanına karşı. Bu kadar mı basitti bir geminin batması? Bu ahmak adam utanmadan karşısına geçip nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi? Genç kız kısa bir süre kaptanın yüzüne haince baktıktan s...