23.Bölüm || KABULLENMEK

49K 3.1K 754
                                    

Arkadaşlar bölümü wattpade yükler yüklemez silindi. Şanslıyım ki bölümü başka yerede kaydetmiştim. Ama ne yazık ki aktarmam pek kolay olmadı. Teker teker yazdım. Beklettiğim için üzgünüm. İyi okumalar..

-

Arzuyla bir arada bulunduğumuz anlar öyle yavaş ve donuk geçiyordu ki o anlar hiç bitmeyecekmiş gibi hissediyordum.

Birkaç saat önce Arzunun da dahil olduğu bir akşam yemeği yemiştik. Yemek sessiz geçse dahi çatal bıçak sesleri iç sesimizi yansıtmakta yeterli olmuştu. Sanki her an elimizdeki bıçağı birbirimize saplayacakmışız gibiydi.

Şimdi ise elime almış olduğum kahvem ile birlikte koltuğun bir ucuna kıvrılmış ve gökyüzünü delecek şiddette yağan yağmuru izliyordum.

Rüzgar hemen yanı başımda oturmuş ve elindeki tarih kitabına göz atıyordu. Arzu ise geldiğinden beri yaptığı gibi kendisiyle ilgileniyordu. Eline almış olduğu şekillendirici saç spreyi ile saçlarını kabartıyordu.

Ve zaman yine çok yavaş ilerliyordu. Çünkü Arzu buradaydı ve bir türlü gitmek bilmiyordu.

"Bugün damlalar çok sinirli değil mi?"

Rüzgar'ın pencereden dışarı bakarak kurduğu cümlesiyle birlikte bakışlarımı Arzudan alıp tekrardan dışarı doğru çevirdim.

"Yağmur damlalarını seviyorum çünkü onlar da benim gibi son sürat yere çakılıyorlar her zaman."

Bakışları yavaşça beni buldu. Hemen ardından ise ellerinden birisiyle saçlarımı narince okşadı.

" Damlalar ve sen.. Her ikinizde düştüğünüz yerde gülümsemelere sebep oluyorsunuz. Ve bu, son sürat yere çakılmak değil. Belki de evrenin bilerek üzerimize düşürdüğü hediyeler. "

Bazen öylesine derin konuşuyordu ki ona büyülenerek bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.

Canım Rüzgar, asıl en büyük hediye sensin.

" Rüzgar,  ben uyumaya gidiyorum."

Arzunun iğrenç sesi bu güzel ortamın tam içine düştüğünde sinirle homurdandım ve yüzüne sinirli bir bakış attım.

Uyursan uyu. Neden Rüzgara söylüyorsun?

Arzu, bakışlarımdan bir gram dahi etkilenmeden Rüzgara göz kırptı. Ve ellerinden birisi saçlarına dolanırken yayık yayık konuştu.

" Seni bekliyorum. Oldukça özledim. Sende özlemişsindir. "

Ve hemen ardından dudağının kenarını ısırdı.

Ne.. Ne diyordu bu kendini bilmez? Seni bekliyorum mu? Özledim mi? Özlemişsindir mi?

Duyduklarımı hazmetmeye çalışırken derince yutkundum. Midem bulanmıştı. Bu çok çirkindi. Bu çok iğrençti.

Bu.. Bu çok açık bir şekilde sevişme teklifiydi.

Doğru ya da yanlış sevgilisi olduğunu söyleyen bir adama bu ahlaksız teklifi nasıl yapabiliyordu?

Bu ne cüretti?

" Arzu benim sabrımı sınama. "

Rüzgar her kelimesini bastıra bastıra söylediğinde Arzu dudaklarını üzgünce sarkıttı.

"Yüzsüz."

Kendimi tutamayarak dudaklarımdan bıraktığım kelime evin içerisinde yankılandığında her ikisinin de bakışları bana dönmüştü. Pişman mıydım? Asla. Az bile söylemiştim. Ahlaksız.

ADAYA DÜŞEN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin