Tek bir kitap, iki farklı son..
"Yalnızca tetiğe basacağım Ada. Sakın korkma, hissetmeyeceksin bile." dedi ve silahı eline daha da sabitledi.
İşte.
Buraya kadardı.
Ben buraya kadardım.
Tek bir kurşun...
Veda etmem için tek bir kurşun kalmıştı ona.
Gözlerimi kapattım ve derin bir iç çektim bedenimi sarsan hıçkırıklar eşliğinde.
Tetiğe bastığı an her şey bitecekti işte.
O an geldiğinde...
Ve ben o anı bekliyordum şimdi.
Ölümümü bekliyordum.
Dişlerimi sıkıp birbirine kenetledim. Yükselen sesler ve çığlıkların arasındaydım. Diz çökmüştüm ve onu bekliyordum.
Sesler arttığında daha sıkı yumdum gözlerimi.
Daha sıkı.
Sanki bu beni koruyacakmış gibi.
Ortalığı keskin bir bıçak gibi yarıp geçen mermilerin acı dolu feryatlarıyla inlediğimde sesler yükseldi. Kulağımı saran uğultular...
İki el ateş etmişti.
İki el...
Ama ben hayattaydım. Alnıma nişan almıştı fakat hayattaydım.
Ama nasıl?
Yavaşça gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey Utku'nun elinde tuttuğu silah olmuştu. Sonra silahın doğrulduğu yöne doğru çevirdim bakışlarımı yavaş yavaş.
Yavaştım çünkü görüceğim şeye hazır değildim. O iki el mermi benim için değildi.
O zaman kimin içindi?
Evet, onun içindi.
Mert yaralanmıştı. Tişörtüne yavaş yavaş sızan kan gözlerimin önündeydi.
Onu vurmuştu.
Keskin bir çığlık yükseldi dudaklarımın arasından.
"Mert!"Göğsüne, kalbine denk gelen kurşun yalnızca onunkini değil, benimkini de parçalamıştı.
Bileklerimi tutan adamdan kurtuldum ve ona doğru koştum. Yere yığılmış bedeninin yanına vardığımızda diğerleri de benim gibi serbest bırakıldı.
Diz çöktüm yanında ve sıcak ellerinden tuttum. Yüzüne doğru eğildiğimde gözyaşlarım düştü tenine.
Şimdi soğuk olan gözyaşlarım...
O benim kalbimi esir eden adamdı.
Ve ben de onu esir alan kızdım.
Bu...
Bu olamazdı.
Bu şekilde olmuş olmamalıydı.
Olamazdı.
Elini kurşunun girdiği yere bastırdı ve küçük bir inilti döküldü dudaklarının arasından.
Mırıldandı. "Ağlama. Ağlamana izin vermeyeceğimi söylemiştim."
Hıçkırıklarım karıştı nefesime. İki yana salladım başımı. Kabul etmedim, edemezdim. "Sen... Sen ölemezsin. Buna izin verme, benim için."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Teen FictionAda, 18'ine gireceği gün anne ve babasının ölümüyle sarsılır. Ailesinin ölümü üzerine hayatta kalan tek akrabası olan amcası, onu İstanbul'a götürür. Ada, artık hiç bilmediği yeni bir şehirdedir ve yapayalnızdır. Onu karanlığın pençesinden kurtaran...