Saat 18.00Saat altı olmuştu ve ben sonunda hazırdım. Hayatımda ilk defa dış görünüşüme böylesine özen göstermiştim. Saçlarımı maşalamış, ensemde topuz yapmıştım. Gözlerimde hafif ama belirgin siyah tonlarında bir makyaj vardı ve dudaklarıma koyu kırmızı bir ruj sürmüştüm. Hatta bunu yaparken dudak kalemi bile kullanmıştım. Nasıl bu kadar iyi yapabildiğime şaşmıştım doğrusu. Kendimden böyle bir performan beklemezdim.
Üzerimde boyundan bağlamalı beyaz bir elbise vardı. Kloş bir elbiseydi, belden aşağı açılan beyaz satenden yapılmış güzel bir elbise.Ayağa kalktım ve yerde duran babetleri ayaklarıma geçirdikten sonra aynanın karşısına geçip kendimi süzmeye başladım. Güzel olmuştum, makyaj yapmıştım fakat yüzümde hala duru bir görüntü vardı. Bu makyajı daha sık yapmalıydım sanırım.
Odadan dışarı çıktım ve koşar adımlarla merdivenlerden inmeye başladım. Öylesine hızlıydım ki merdiven korkuluklarına dayanmış olan Aras'ı görmedim ve ona çarptım. Büyük çarpışma burnumun sızısıyla sonuşlanmıştı.
"Ahhh, burnum."Aras güldü.
"Hahah, dikkat et de sevgilin geldiğinde seni çirkin görmesin. Yoksa seni hemen terkeder. Hatta bence git ve yeniden hazırlan. Hepsi çirkinliğine çirkinlik katmış."Aras'a kısık gözlerle baktım ve dil çıkardım.
"Aptal!!!""Hahah, dil çıkarmaya devam et, kimse senin gibi küçük kızlardan hoşlanmaz."
Omuz silktim.
"Sen öyle san kuzen.""Öyle olsun bakalım. Eeee seninki ne zaman geliyo?"
Duvardaki saate baktım ve "Bu saatlerde gelicekti ama!!!"dedim.
"Seni terk etti desene, zaten kim sana aşık olur ki?"
"Yaaa off, kapat o aptal çeneni. Kendi tipine bak, gıcık!!!"
"Görmüyo musun, gelmicek işte!!!"dedi ve zilin sesi bütün evde yankılandı.
"Ne oldu kuzen, betin benzin attı!!!"dedim ve küçük bir kahkaha patlattım. Ardından gülerek kapıyı açmaya doğru gittim.
Kapıyı açtığımda gördüğüm...
Offff bu ne ya?
Dudaklarımı ısırıp Mert'e bakakalmıştım.
Tam manasıyla kusursuzdu. Aslında ismi Kuralsız değilde Kusursuz olabilirdi. Bay "Kusursuz"
Onu takım elbiseyle gördüğüm ender zamanlardan biriydi bu.
Üstüne giydiği siyah ceketi ve mavi gömleği, taktığı siyah kravatıyla mükemmel bir bütünlük oluşturmuştu.Hafifçe öne düşen saçlarını geriye attı ve bana bakıp "Çok güzelsin sevgilim."dedi.
"Aaa... Mert, sen... sen de çok güzelsin."dedim ve Mert'in anlam verememiş yüz ifadesiyle karşılaştım.
"Aaaaa yani çok yakışıklı olmuşsun. Şen... sen çok mükemmelsin Bay Kuralsız."Mert yüzüne küçük bir sırıtış takındı.
"Şu an dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutuyorum küçük kız."Yüzümün hafifçe kızarmasına engel olamamıştım. Sanki bütün kanım çekilip yüzümde toplanmıştı.
Parmaklarını hafifçe çeneme dokundurdu ve dudaklarını ısırdı.
"İşte şimdi işim daha da zor. Bu hallerine bayılıyorum.""Ada, Mert'i içeri davet etsene kızım!!!"
Kulaklarımda amcamın salondan gelen sesi yankılandı ve bu ses kendimden geçmiş ruh halimden çıkmamı sağlamıştı.
Hafifçe silkelendim ve Mert'e "İçeri girin Bay Kuralsız."dedim.Mert o küçük sırıtışıyla birlikte gözlerime odaklanarak içeri girdi.
Amcam ve Aras ona doğru ilerlediğinde Mert öne doğru atıldı ve elini amcama doğru uzattı.
"Merhaba efendim, ben Mert."Amcam Mert'in uzattığı ele yavaşça uzandı ve onu sıktıktan sonra "Memnun oldum Mert. Bende Ada'nın amcası İlter."dedi ve diğer eliyle Aras'ı göstererek "Ve bu da oğlum Aras."dedi.
"Memnun oldum efendim."
"Ada senden çok bahsetti demek isterdim ama Ada'nın bir sevgilisi olduğunu daha dün öğrendim."
Bütün gözler bana çevrildiğinde başımı hafifçe önüme eğdim ve konunun değişmesini umdum.Nermin teyze imdadıma yetişti ve "Neyse ne canım, hadi yemekler soğuyo. Masaya geçelim isterseniz."dedi. Ona baktım ve dudaklarımı teşekkür ederim der gibi oynattım.
***
Şimdi masaya yerleşmiştik. En baş köşede amcam oturmuştu. Onun yanında Aras ve Nermin teyzede Aras'ın yanında. Biz karşılarındaydık. Mert ve ben...
Masa beklediğimden çok daha iyiydi. Nermin teyze bayağı uğraşmıştı anlaşılan. Çünkü masada neredeyse yok yoktu. Yaklaşık 15-20 çeşit yemek vardı."Eeee anlat bakalım Mert, ne işle meşgulsün?"
Mert boğazını temizledikten sonra söze başladı.
"Efendim ben okula üç yıl ara vermiştim ve bu yüzden teknik olarak hala lise öğrencisiyim. Ama babamın şirketinde çalışıyorum.""Yaaa öyle mi ne kadar güzel? Şirketinizin adı nedir, belki de duymuşumdur."
"Arıcan, yani soyadımız."
"Arıcan şirketler grubu ha! Biliyorum, isminizi sıkça duymuştum. Sanırsam inşaattan kozmetiğe kadar pek çok alanda çalışmalarınız vardı."
"Evet efendim, kozmetik bölümü geçen yıl açıldı fakat şirket kurulduğundan beri inşaat sektöründe ağır basıyoruz."
"Çok güzel Mertcim, peki biraz kendini anlatsana. Hobilerin falan işte anlarsın yaa"dedi ve yüzüne o her zamanki tatlı gülümsemeyi takındı amcam.
"Ben... heykel yapıyorum. Yani bu benim tutkum diyebilirim."
"Yaaa öyle mi? Çok iyi, sanatçı ruhun elindeki dövmelerden anlaşılıyo. Aaa ve şeyyy boynundakinden."dedi ve elini Mert'in boynunda duran anlam veremediği şekile doğru salladı.
"Şey... amca aslında onlardan Mert'in tüm vücudunda var."
Amcam öksürdü. Yüzünün aldığı şaşkın ifade her halinden okunuyordu.
"Nasıl... nasıl yani tüm vücudunda dövme nasıl?"Ellerimi iki yana açtım ve "Evet amca, bacakları dahil tüm vücudunda!!!"
Aras araya girdi.
"Çok havalı yaaa, ben özellikle boyundakileri seviyorum."dedi Mert'in boynunu göstererek. Ve ekledi.
"Yaaa aslında bende istiyodum yaptırmak. Sen nerede yaptırdın acaba, bende orda yaptırsam?""Hollanda... Hollanda'nın en meşhur dövmecilerinden biridir. Hatta çoğu arkadaşım da oraya gider."
"Vay be, sen baya iyisin. Hayran kaldım, yani sen nasıl bizim küçük Adacık'la sevgili oldun aklım almıyo. "dedi bana bakarak.
Aras'ın patavatsızlığı yüzümün düşmesine sebep oldu. Ne gıcık bir çocuktu bu böyle. Sevgilimi bana karşı kışkırtmaya çalışıyordu.
Mert bana baktı ve Aras'a dönerek " O benimle değil, ben onunla birlikte olduğum için şanslıyım. Hayatım boyunca gördüğüm en mükemmel kız o... Hem sevilecek kadar çocuksu... hem arzulanıcak kadar kadınsı..."
Mert'in gözlerine bakakalmıştım. Söylediklerine hayran kalmıştım. Aras'a dönüp baktığımdaysa sandalyesinin içinde pıstığını gördüm ve ona bakıp tek kaşımı kaldırıp sırıttım.
"Evet oğlum, Ada mükemmel bir kızdır. Onda bir balerinin zarifliği ve bir çocuğun tatlılığı var. Onun gibi bir kızım olmadığına yakınmıyorum çünkü o zaten benim kızım. Onu canımdan çok seviyorum."
Mert bana bakıp gülümsedi.
"Emin olun efendim, ona aldığım nefesten daha da bağımlıyım."
![](https://img.wattpad.com/cover/98450054-288-k267978.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZ
Novela JuvenilAda, 18'ine gireceği gün anne ve babasının ölümüyle sarsılır. Ailesinin ölümü üzerine hayatta kalan tek akrabası olan amcası, onu İstanbul'a götürür. Ada, artık hiç bilmediği yeni bir şehirdedir ve yapayalnızdır. Onu karanlığın pençesinden kurtaran...